ZAMAN SANA DA ONA DA ATSANA

Zaman uzatımı herkes için aynıdır. Korku, aşırı heyecan, mutluluk, sabır, beklemek insana özgü durumlar. 1 saniye yıl gibi, yıllar 1 saniye gibi gelir. İzafidir, görecelidir, kişiden kişiye göre değişir. İstisnai durumlar vardır. 7 dakika uzatma verilir, haklıdır. Oyuncu değişiklikleri, sakatlıklar, su molası, gergin anlar, patırtı gürültü, gereksiz duraksamalar, sahadan ağır ağır çıkmalar. Bu 7 dakika herkes için, her iki takım için de aynıdır,  420 saniyedir. Az veya fazla değil. Geçmek bilmez veya az gelir ayrı konu. O senin sorunun. Hakem ‘Bu takım gol atsın’ diye uzatmaz. Her iki takımın da gol yeme ihtimali olduğu gibi gol atma fırsatı da vardır. Eşit, hak, adalet. Sen de oyna, golünü atsana. Hala öğrenemediler. Yiyince niye yaygara ? Futbol oyun kuralları bilinmez, bilseler de işlerine gelmez. Aslında kerat cetvelinden başlamak gerek. Her şeyin temeli matematikten başlamak gerek. Fizik de harika olur. Fizik derken, baklava karın değil. O çalışınca olur ya düşünmek ?

YAPMA SİNAN’IM

GELİYORLAR, GELSİNLER

Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun gitti, bıraktı diye ağlaşmanın, ağıt yakmanın yeri, zamanı değil. Kimse vazgeçilmez değil, kimse dünyanın merkezi değil. Devri daimdir hayat. İyi ki de öyle. Yaşar Kemal Uğurlu, Mete Kalkavan, Suat Arslanboğa, bir türlü, beğenemediğim hakemler. Düdük de asil, onurlu hakem kıyafeti de yakışmıyor. Oysa. Gençler sırada. Geliyor, gelecekler, gelsinler. Umarım bozulmazlar. Suyun yoluna uymazlar. Oğuzhan Çakır, Ömer Faruk Turtay ile Tarık Güldal. Bayıldım, maşallah. Bu haftanın isimleri. Takipteyim. Kaliteli, karakterli gençleri bulup çıkarmak boynumun borcu, bu satırların zekatıdır. Sabri Çelik, Ahmet İbanoğlu hocalarımın, Baki Tuncay Akkın kardeşimin dikkatine itina ile takdim ederim.