CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sığınmacı tartışmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı devlet Bahçeli’ye yüklenerek, “Bir kaçak istilası altında ülkemiz. Milletimiz burnundan soluyor. Gettolar oluşmaya başladı. İki yıl içinde Allah’ın izniyle gidecekler, göndereceğiz. Bu süreçte milletimizin tertemiz alnına ırkçılık lekesi asla sürdürmeyeceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu, dün partisinin TBMM Grubundaki konuşmasında, özetle şunları söyledi:
ŞAHSİLEŞTİRDİK: Türkiye’de ekonomiyi, dış politikayı şahsileştirdik. Ekonomide dolar, faizler aldı başını gidiyor. Program üzerine program açıklıyorlar. Ama bir kişinin programı. Her açıklanan program ekonomiyi biraz daha kötüye götürüyor. Çünkü ‘ekonomistim’ diyen kişinin ekonominin ‘e’sinden anlamadığını gördük. Üniversiteyi bitiren herkes apandisit ameliyatı yapacak diye bir kural yok. O işin uzmanı var.
UTANIR İNSAN: Beyefendi Emevi Camisi’nde namaz kılacaktı, 3 milyon 600 bin Suriyeli Türkiye’ye geldi. Ortalıkta geziyorlar. Aklı başında insan bugünkü tablo karşısında milletin huzuruna bile çıkamaz. Utanır biraz. Kabahat Suriyeli’de değil ki. O imkanı vermişsin. Kabahat, sınırı yok edende. Kim? İktidar sahipleri. Yeri gelince üfürüyorsun ‘Dünya beşten büyüktür’ diye. Bir mektup yazamadın, BM’ye gidemedin mi sen? Orada Suriye’yi masaya yatıramadın mı? Yatıramadı. Niçin? Patrondan, emperyal güçten izin alamadığı için.
SIĞINMACI MEZARLIĞI: Gelen sığınmacılar Türkiye’de kalmak istemiyor, gelişmiş ülkelere gitmek istiyor, Her birisi Akdeniz’den botlarla batıya gitmeye çalıştı. Akdeniz bir sığınmacı mezarlığına dönüştü. Bir çocuk bedeninin dalgalarla kıyıya vurduğu fotoğrafı unutmadık. O fotoğrafın sorumlusu başta oturan kişidir, Erdoğan’dır, ikincisi emperyal güçlerdir.
ORTADOĞU MAŞASI: Resti çekmesi gereken kişi ülkeyi yöneten. Çekemiyor. Ülkeyi yönetenler bu konuda ciddi ve tutarlı kararlı adımlar atamıyor. 3 milyar euroya insan ülkesini satar mı? ‘Geri Kabul Anlaşmasını yapmayın’ dedik. Açıklama yapıyor İçişleri Bakanı geçen gün ‘Avrupa Birliği Türkiye’nin göçmen deposu olmasını istiyor’. Günaydın beyefendi günaydın. O anlaşmayı imzalayan zatın adı ne? Emperyal güçler ateşi elleriyle tutmazlar, maşa kullanırlar. Emperyal güçlerin Ortadoğu’daki maşası Recep Tayyip Erdoğan’dır.
RÜZGÂR GÜLÜ: Dünyaya diyor ya ‘ben dünya lideriyim’ diye. En son sırada bile lider olamazsın sen. Lider dediğiniz tutarlı adam olur, rüzgar gülü olmaz. Rüzgâr gülünden lider olmaz.
BAHÇELİ’YE SESLENDİ: Gencecik fidan gibi Suriyeliler geziyorlar. Bu benim vicdanıma dokunuyor. Evlatlarımız şehit ediliyor. Bu ülkeyi yöneten kişi şehitlerin hesabını soracağına koşa koşa gidiyor Putin’in kapısında dakikalarca bekliyor. Bahçeli’ye bir parantez açmak boynumun borcu burada. Sen Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir zaman devleti yöneten bir kişinin bir başka devleti yöneten kişinin kapısında dakikalarca bekletildiğini gördün mü? Görmediysen hangi yüzle, hangi milliyetçilikle destek veriyorsun?
İHBAR EDİYORLAR: Suriyeliler bugün emeği sömürülen bir halk olarak aramızda duruyor. Devleti yönetenler itiraf ediyorlar. İçişleri Bakanı söylüyor. Bizim işverenlere kızıyor. Kendilerini dünyaya ihbar ediyorlar. Bir gerçek daha ortaya çıktı sığınmacılar konusunda hiçbir politika yok, isteyen elini kolunu sallayarak çıkıyor.
KAŞIMAMAK LAZIM: Eğer bugün sığınmacılar konusunda bir toplumsal tepki oluşmuşsa bu çok tehlikelidir. Bu tepkiyi kaşımamak, sonlandırmak lazım. Erdoğan saat başı görüş değiştiriyor. ‘Sığınmacıları göndereceğiz, hayır göndermeyeceğiz. Hayır ev yaptık, hayır onlar bizim misafirimiz.’
GETTOLAR OLUŞTU
AFGAN SIĞINMACILAR: Tahran’da Azadi parkında buluşuyorlar. Buradan üç merkeze yönlendiriliyorlar. Bir süre sonra 30-40 kişilik gruplar halinde Türkiye’ye gönderiliyorlar. Sınırlarımız sağlam diyorlar. Bu ne peki? Tamamı erkek ve genç. Üç büyük şebeke bu organizasyonu yapıyor.
KAÇAK İSTİLASI: Bir kaçak istilası altında ülkemiz. Gerginlik artıyor, milletimiz burnundan soluyor. Gettolar oluşmaya başladı. Eurolar yüzünden memleketin milletin mahallelerini sattı. Gettolar öyle oluştu. Bu problemi ülkemizi ve insanımızı seviyorsak sağduyu ve akılcı politikalarla çözmek zorundayız. Gerginliğin artırılmasının ülkeye faydası yok. İki yılda göndereceğim vaadim var. Ama sorumlu siyaset yapmak zorundayız. Bu süreçte milletimizin tertemiz alnına ırkçılık lekesi asla sürdürmeyeceğiz. Asla kayıkçı kavgalarına dahil olmayacağız.