Bakan Varank, 7. Avrasya Yükseköğretim Zirvesi’ne video mesajla katıldı.
Mesajında, geçen haftadan beri devam eden Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı dolayısıyla duyduğu üzüntüyü dile getiren Varank, “Bu coğrafyanın savaş ve çatışmalar yerine bilimle, teknolojiyle anılması, tüm insanlığın gelişimine katkı sunacak buluşlara imza atması hepimizin ortak arzusu. Bu nedenle en çok da Avrasya coğrafyasını olumsuz etkileyen bu kabul edilemez durumun bir an önce son bulmasını diliyorum.” ifadelerini kullandı.
Varank, üniversitelerin ülkelerin kalkınmasındaki önemine işaret ederek, son 20 yılda üniversitelerin gelişimi için önemli atılımlar yaptıklarına dikkati çekti.
Bu noktada eğitimde fırsat eşitliğini temin etmenin en temel öncelikleri olduğunu söyleyen Varank, Türkiye’deki üniversite sayısının 206’ya, öğretim görevlisi sayının 180 bine yükseldiğini, öğrenci sayısının da 8 milyon 240 bine ulaştığını bildirdi.
Varank, Türkiye’yi yükseköğretimde küresel bir marka haline getirmek istediklerini vurgulayarak, üniversitelerdeki niteliğin artması için de yoğun şekilde çalıştıklarını anlattı.
“ÜNİVERSİTELERE ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR”
Ekonomilerin artık iklim değişikliği, salgın hastalıklar, dijitalleşme, enerji ve gıda arz güvenliği gibi birbirinden kompleks problemlerle uğraştığını belirten Varank, “Bu sorunlara yenilikçi çözümler üretme ve toplumu yönlendirme konusunda üniversitelere çok önemli görevler düşüyor.” dedi.
Varank, dünya genelinde üniversitelerin tek tip teorik eğitimler veren izole yapılar olma döneminin sona erdiğini ve bu kurumların birçok yeniliğe öncülük ettiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
“Bu yeni trende paralel olarak biz de üniversitelerimizin tekdüzelikten uzaklaşmasını, misyon farklılaşmalarına giderek ihtisaslaşmasını, hem kamuyla hem de özel sektörle daha fazla iş birlikleri geliştirmesini destekliyoruz. Bu dönüşüm ve iş birlikleri için gerekli tüm mekanizmaları, altyapıları kurduk, hala daha yenilerini geliştiriyoruz. Üniversitelerimizi araştırma altyapılarıyla, test laboratuvarlarıyla, teknoloji geliştirme bölgeleriyle, teknoloji transfer ofisleriyle ve girişimcilik merkezleriyle donattık. Gelişmiş bir fikri mülkiyet sistemini ülkemizde tesis ettik. Kapsamlı burslar ve destek programlarıyla akademisyenlerimizi Ar-Ge yapmaya, teknoloji odaklı projeler geliştirmeye teşvik ettik, etmeye de devam ediyoruz.”
Üniversitelerde daha fazla bilginin ve teknolojinin üretilmesini, sonrasında da bunların ticarileştirilerek ekonomiye kazandırılmasını sağladıklarını belirten Varank, bu yaklaşımın olumlu sonuçlarını görmekten memnun olduklarını ifade etti.
“ÜNİVERSİTELERİN GELİŞİMİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
Varank, hafta başında açıklanan ekonomik büyüme verilerine değinerek şunları kaydetti:
“Türkiye 2021 yılında yüzde 11 oranındaki büyüme rakamıyla G20, AB ve OECD ülkeleri arasındaki en yüksek performansa imza attı. Aynı dönemde sanayimizdeki büyüme ise yüzde 16,6 olarak gerçekleşti. 2021 yılında yatırım, üretim, ihracat ve istihdamda yakaladığımız yüksek performanslarla birlikte bu büyümenin önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesini bekliyoruz.”
Hükümet olarak 20 yıldır yürüttükleri tüm çalışmaları hep veriye dayanan bilimsel temele oturtulmuş bir anlayışla sürdürdüklerini vurgulayan Varank, bu doğrultuda gelecek dönemde de üniversitelerin gelişimi için yoğun çaba göstereceklerini ifade etti.
Varank, yükseköğretim sistemini bölgenin ve dünyanın çekim merkezlerinden biri haline getirmek için çalışacaklarını belirterek, buralardaki bilgi ve birikimi ekonomiye aktararak teknolojik gelişimi bilim insanlarının öncülüğünde devam ettireceklerini kaydetti.