Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Pakistanlı kardeşlerimizi bu ülkeye ihraç edilen 4 MİLGEM korvetinin ilkinin denize indirilmesi münasebetiyle kendilerini ülkemizde ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum.
Pakistan 14 Ağustos 1947’den beri merhum Muhammet Ali Cinnah’ın işaret ettiği şekilde birlik inanç disiplinle yoluna devam ediyor. Türkiye ve Pakistan arasındaki kardeşlik bağlarının kökleri tarihin derin geçmişine kadar uzanıyor.
İlişkilerimizi her alanda ileriye götürmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz. Salgın döneminde sergiledikleri samimi işbirliği ile dost ve kardeş ülke olmanın ne demek olduğunu bir kez daha göstermişlerdir.
Savunma sanayii alanında son dönemde gerçekleştirdiğimiz somut işbirliği projelerinden de ayrıca bahtiyarlık duyuyoruz. Bugün ilk gemisinin açılışını yapmakta olduğumuz MİLGEM korveti yanında ortak projelerimiz bulunuyor. Pakistan’la aramızdaki güçlü siyasi ilişkilerimizin ve savunma sanayiimizdeki ilişkilerin ticari ilişkilerimize de yansımasını istiyoruz. Bu konuda yol haritasını Pakistan ile Şubat 2020’de İslamabad’da imzaladık.
“AFGANİSTAN’IN BİR AN ÖNCE İSTİKRARA KAVUŞTURULMASI İÇİN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”
Son dönemde çatışmaların yoğunlaştığı Afganistan’a barış ve istikrarın gelmesi konusunda da Pakistan’a hayati görevler düşüyor. Türkiye olarak İran üzerinden gerçekleşen yoğunlaşan bir Afgan göçmen dalgası ile karşı karşıyayız. En başta Afganistan’ın bir an önce istikrara kavuşturulması için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Giderek artan istikrarsızlığın Afganistan’dan yeni bir göç dalgasını tetiklemesi yönündeki endişeleri ancak bu şekilde ortadan kaldırabiliriz.
Pakistan donanması için MİLGEM sınıfı 4 korvet inşa edilecek. Bunların ikisi ülkemizde ikisi ise Pakistan’da üretilecek. Korvetlerde kullanılacak ilave teknoloji ve teçhizatlar da ülkemiz savunma sanayii ürünleri arasından seçilecek.
Sözleşmesi yaklaşık 3 yıl önce imzalanan bu projede 2025’e kadar tüm korvetlerin teslimatı tamamlanacak. Pakistan’ın her kazanımını kendi kazanımımız olarak görüyoruz.
Bugün ayrıca Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacı için yapılması planlanan 10 adet açık deniz karakol gemisi projesinin de sac kesim işlemini yapıyoruz.
Böylece Türkiye hava ve kara unsurlarının yanında denizde de gücünü sürekli artırmaktadır. Bu noktaya kolay gelmedik. İstiklal Harbimizden 1974’e kadar olan bu dönemi bir kenara bırakıyorum. Son 47 yılda yaşadığımız hadiselerin her biri bizi böyle güçlü bir yapıya sahip olmaya mecbur bırakmıştır.
Terörle mücadeleden sınır ötesi harekatlarımıza kadar attığımız her adımda maruz kaldığımız açık gizli ambargoları biz biliyoruz. Bunlar bizi yıldıramadı. Sonuçta savunma sanayiindeki dışa bağımlılığımızı yüzde 80’lerden yüzde 20’lerin altına çektiğimiz bir döneme geldik.
“TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİİ ALANINDA DÜNYANIN EN ÜST LİGİNE ÇIKACAK”
Ülkemizde kötü komşu insanı hacet sahibi eder diye söz vardır. Batılılar bize vermedikleri her savunma sanayi ürünü ile kendi tasarım ve üretim sürecimizi başlatmamızı sağlamışlardır sağ olsunlar. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için uyguladıkları sinsi politikaların bizi bugün getirdiği yer sebebiyle aslında kendilerine teşekkür ediyorum. Halen yürütmekte olduğumuz ve 4-5 yıl içinde neticelenecek projeler devreye girdiğinde Türkiye savunma sanayii alanında dünyanın en üst ligine çıkmış olacaktır. 2023’te milletimize vereceğimiz en büyük armağanın işte bu olduğuna inanıyoruz. Türkiye büyüdükçe ve güçlendikçe elde edeceği imkanların her birini dostlarıyla kardeşleriyle bölüşmekten memnuniyet duyan bir ülkedir.
TAZİYE MESAJI
Sizlere veda etmeden önce dün Kahramanmaraş’ta hayatını kaybeden Rus ve Türk mürettebat için taziyelerimi sunuyorum. Kastamonu, Sinop ve Bartın’da sel felaketinde hayatını kaybeden kardeşlerimiz için taziyelerimizi sunuyoruz.