Prof. Dr. Polat “Antandros’u turizme kazandırmayı hedefliyoruz”
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Gürcan Polat başkanlığındaki ekip tarafından, Edremit İlçesi sınırlarındaki Antandros Antik Kenti kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. Antandros Kazısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2021 yılında 12 aylık kazı statüsüne alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ege Üniversitesi ortaklığıyla yapılan kazılar, yeni tip koronavirüs (Covid-19) önlemleri anılarak daha geniş alanda sürdürülecek.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemiz akademisyenleri Anadolu’nun zengin, kültürel mirasını, medeniyet birikimini gün ışığına çıkarılması çalışmalarına akademik katkı sunmaya devam ediyorlar. Kültürel varlıkların tüm insanlığın ortak değeri vizyonuyla kazı çalışmalarını sürdüren üniversitemiz bilim insanları, Antandros antik kentinin kültürel zenginliğini hem bilim dünyasına hem de insanlığa kazandırıyorlar. Kazı başkanı Prof. Dr. Gürcan Polat ve kazı ekibini tebrik ediyorum” dedi.
İda (Kaz) Dağının güney eteklerinde, Edremit Körfezinin kuzey kıyısına konumlanmış, Balıkesir ili, Edremit İlçesi sınırlarındaki Antandros, antik dönemde Mysia ve Aiolis bölgelerinde Çanakkale Boğazına ulaşan yolu kontrol eden stratejik konumuyla dikkat çekiyor. Antik yazarlarca bize ulaştırılan kentin kuruluşunun İ.Ö. 2. bin yıllara kadar gittiği bilgisi, son yıllarda yapılan kazı çalışmalarında doğrulanmış durumda. 2000 yılında Prof. Dr. Gürcan Polat başkanlığındaki ekip tarafından bir yüzey araştırması gerçekleştirilen ve bu araştırma ile elde edilen sonuçlar ışığında 2001 yılında başlayan sistemli kazılar, halen Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ege Üniversitesi ortaklığıyla sürdürülüyor.
Antandros antik kent kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Polat, “2001 yılında başlayan sistemli kazılar, Ege Üniversitesi öğretim üye ve öğrencilerinden oluşan bilimsel ekip tarafından halen iki sektörde sürdürülmektedir. Bunlardan ilki, Yamaç Ev olarak isimlendirilen ve MS 300 civarına tarihlenen görkemli Roma villasıdır. Sahip olduğu özel hamamı, mozaikleri, duvar resimleri ve yaklaşık 1800 metrekare oturma alanıyla Roma villası, Antandros’un o dönemdeki zenginlik ve refah düzeyini ortaya koyması açısından önemli bir veri oluşturuyor. Ayrıca, yaklaşık MÖ 700 civarından başlayarak, kesintisiz 700 yıl kullanılma özelliğine sahip Nekropolisi de, Antandros’u Anadolu arkeolojisinde önemli bir konuma oturtmaktadır. Antandros, yalnızca bugüne kadar ortaya çıkarılan buluntularıyla değil, aynı zamanda, bütün Anadolu’ya döneminde zor zamanlar yaşatan barbar Kimmerlere ev sahipliği yapmış olması açısından da arkeoloji dünyasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir” diye konuştu.
Dünyanın ilk güzellik yarışmasına ev sahipliği yaptı
Antandros Antik kentinin asıl öneminin ev sahipliği yapmış olduğu mitoslarda yattığını belirten Prof. Dr. Polat, “İda Dağı, görkemli ululuğu, sahip olduğu doğal güzellikleri ve bitki örtüsüyle bugün olduğu gibi antik dönemde de çok dikkat çekmiş ve tanrılara layık bir dağ olarak nitelendirilmiştir. Anadolu’da geçen antik mitosların neredeyse yarısının İda Dağı’nda geçmesi de bu nedenledir. Tüm dünya tarafından dünyanın ilk güzellik yarışması olarak bilinen tanrıçalar Hera, Athena ve Aphrodite arasındaki güzellik yarışmasının, İÖ 1. yüzyılda yaşamış antik yazar Strabon, ‘Antandros’un yukarısında Paris’in hakemlik ettiği söylenen Aleksandreia Dağı bulunur’ diyerek, olaya Antandros’un ev sahipliğini vurgular. Kent, İÖ 1. yüzyılda yaşamış Romalı yazar Vergilius tarafından kaleme alınan ‘Aeneis’ kitabında da oldukça önemli bir rol üstlenmiştir. Aeneas’ın yeni bir kent kurma macerasını, Roma İmparatorluğunun kuruluş efsanesine dönüştüren bu kitapta, Antandros başlangıç noktasını oluşturur. Antandros’u diğer antik kentlerden farklı kılan da bu mitolojik kültürel miras içerisindeki rolü ve tanınırlığıdır” dedi.
“Çalışmalar, bölgenin turizm potansiyelini geliştirmeyi de hedefliyor”
Antandros’da gerçekleştirilmekte olan kazı ve araştırma çalışmalarının bölge ve Anadolu arkeolojisinin karanlık noktalarına ışık tutarken aynı zamanda bölgenin tanıtılması ve turizm gelirlerinin arttırılmasına yönelik projelerle de desteklendiğini belirten Prof. Dr. Polat, “Antandros kuzey ve batısında Troia, Assos, güneyinde de Pergamon gibi önemli turizm merkezlerinin yol güzergahı üzerine konumlanmıştır. Gerek doğası ve denizi, gerekse de kültürel zenginlikleriyle dikkat çeken İda Dağı ve Edremit Körfezi’nin tanıtılması ve turizm potansiyelinin arttırılmasında başrol üstlenmiştir. Bu çerçevede, İda Dağı’nda büyük bölümü yürüyüş yolu olarak hizmete açılan Aeneas Yolu ve üzerinde çalışılan Aeneas Rotası, bölgenin ve Türkiye’nin tanıtım projesidir. Özellikle bölge bazında, Edremit Körfezi olarak ele alındığında yukarıda da belirtildiği üzere, çok yönlü muhteşem bir turizm potansiyeli olan bir alan söz konusu. İda Dağı, olağanüstü bir doğa ve bol oksijen, mavi bayraklı plajlar, termal kaynaklar, yalnızca Antandros gibi antik kentler ve mitoslar değil, Türkmen ve Yörük kültürüne ilişkin zengin bir etnografik birikim ve kolay ulaşılabilirlik de söz konusu. Bunların bugüne kadar turizme kazandırılmaması büyük bir eksiklik. Proje, bölgenin özellikle yurtdışında bilinen mitolojik değerlerinin ön plana çıkarılarak cazibe merkezi oluşturmayı ve bu aşamada da bölgenin yukarıda sayılan sıra dışı güzelliklerinin tanıtılmasını hedeflemektedir” diye konuştu.
Yeni yapılan kamulaştırmaların yanı sıra Balıkesir Valiliği ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu maddi desteklerle, 2021 yılından itibaren Antandros antik kenti kazı çalışmalarının farklı ve daha geniş alanlarda da yürütülmesinin planlandığını belirten Prof. Dr. Polat, 2021 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Antandros Kazısı’nı 12 aylık kazı statüsüne almasının, kazı çalışmalarının daha hızlı ve kapsamlı hale gelmesini sağlayacağını belirtti.
—