Haber7- Enes Taha Ersen / Gamze Türk
PKK’nın 13 vatandaşı katletmesine yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. Dünya genelinde bir çok ülke, PKK’nın gerçekleştirdiği vahşeti kınarken, Türkiye’de siyasi partiler de peş peşe açıklama yayınlayarak katliama tepki gösterdi. Tepkiler direkt olarak terör örgütünü hedef alırken yalnızca HDP’nin “ama, fakat, lakin” gibi bahane kelimeleriyle dolu kınaması, siyasi partinin terör örgüt ile kol kola yürüyüşünü bir kez daha gösterdi.
Bu durum toplumun pek çok kesiminde HDP’ye eleştiri olarak ortaya çıkarken PKK’nın her hareketine destek veren siyasi oluşumun da geleceğinin sorgulanması tartışmaları ortaya çıktı. Türkiye, siyasal partilerin kapatılması noktasında olumsuz tavır sergileyen bir hükümet tarafından yönetilse de, HDP’nin, PKK’nın gölgesi gibi faaliyet gösteren bu tavırları bardağı taşıran son damla oldu. Toplumun pek çok kesiminde “HDP kapatılsın” söylemleri yükselmeye başladı. Partinin kapatılması konusu, uzman isimler tarafından Haber7.com’a değerlendirildi. Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, Milat Gazetesi yazarı Ahmet Ay ile GENAR Başkanı İhsan Aktaş ve OPTİMAR Başkanı Hilmi Daşdemir konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
BATUHAN YAŞAR: MAĞDURİYET ALGISINA İZİN VERİLMEMELİ
Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, parti kapatma konusuna ilişkin oluşacak algıya karşı dikkat edilmesili olunması uyarısında bulundu. Özellikle geçmişteki parti kapatmalarından farklı bir durum olan bu mesele konusunda HDP’ye yönelik bir mağduriyet algısının oluşturulmasına izin verilmemesi için ince hesapların yapılması gerektiğini söyledi:
“Burada kapatılma meselesine ilişkin çok ince hesaplamalar yapılmalı. Terör örgütü ve HDP yeniden ayağa kalkacak, yeniden nefes borusu bulabilecek bir şeyler arıyor kendisine. Buna izin verilmemeli. Kapatılacaksa dahi bunların önü kesilmeli. Ancak şunu söylemeliyim: HDP gerçekten bir taraftan hazine yardımlarının kesilmesi gibi şeyler var; bu atılacak adım, uygulanacak hamle çok ciddi bir şekilde gerçekleştirilmeli. Şunu çok net biliyoruz ki HDP ile PKK arasında hiç bir fark ayrım yok. Dolayısıyla her ne yapılacaksa ,-kapatılma konusu da buna dahil- PKK terör örgütünün ve HDP’nin tekrar palazlanmasına fırsat verilmemelidir.”
ÖNCELİK HAZİNE YARDIMININ KESİLMESİ
Yaşar, HDP’ye karşı atılacak adımlarda öncelikli olarak hazine yardımı konusunun ele alınması gerektiğini belirtirken, devletten gelen paranın direkt olarak PKK’ya kaynak olarak gönderildiğini ifade etti. Bu noktada hiç bir Avrupa devletinde bu duruma müsaade edilmediğini belirten Türkiye Gazetesi Ankara Temsilcisi, bu gibi siyasal terör yapılanmalarına karşı ayağa kalacak fırsatın verilmemesi gerektiğini söyledi:
“Bizler savcı veya yargıtay değiliz ancak olaylara baktığımız zaman yüzde yüz kapatılmalı. Artık iş o kadar aleni, aşikar hale dönüştü ki, normal şartlarda bu yaşananlar Avrupa’da olsa -İspanya örneğinde olduğu gibi- hemen kapatılır. HDP de hemen kapatılırdı. HDP’ye verilen hazine yardımı biliyorsunuz direkt olarak dağa gidiyor. Bunu da açıkça söyleyebilirim. Bu direkt olarak kesilmeli. Bununla dağa gidecek olan para kesilmiş olacaktır. Hemen sonlandırılmalı bu. Kapatma olayında da HDP kendisine bir nefes borusu arıyor. Ayağa kalkacak bir fırsat verilmemeli onlara. Kapatılacaksa dahi, sonra yapılacak olan hamleler, CHP ile ilişkiler göz önünde bulundurulmalı. Bu konuda bir çok parametre var.”
“CHP İLE BİRLİKTE HAREKET EDİYORLAR”
CHP-HDP ittifakına da dikkat çeken Batuhan Yaşar, bu noktada iki partinin de birlikte hareket ettiğini, bu yüzden adeta tek bir partiymişçesine mecliste faaliyet gösterdiğine dikkat çekti:
“Parti kapatılması meselesiyle ilgili iki tane durum var. Biri CHP’yi ilgilendiren durum, diğeri de HDP’yi ilgilendiren durum.Konuyla çok alakası yokmuş gibi görünse de CHP bir süredir çok fazla yakınlaşmıştı HDP ile. Adeta iki ayrı parti değil de tek partiymişçesine davranıyorlardı. TBMM’yi yakinen takip edenler bilir, burada hem komisyonlarda hem de Genel Kurullarda birlikte hareket ediyorlar.”
CHP’YE SORU: NEDEN SİZ VATANDAŞLARIMIZI KURTARMAK İÇİN HDP İLE İLETİŞİME GEÇMEDİNİZ?
Batuhan Yaşar CHP-HDP birlikteliğine ilişkin görüşlerine devam ederken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik cevap bekleyen sorular yöneltti:
“Genel Kurul’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun hükümete yönelik bazı soruları vardı, orada dediler ki alıkonulan askerlerin kurtarılması için Trump’tan neden yardım istemedik. Siz niye bu kadar süre beklediniz, ne yaptınız 5 buçuk yıldır gibi sorular sordu. Sorularda ima var, suçlama var. Yaptığı aslında tam olarak kara mizah. Şunun için bunu söylüyorum. Siz de soru sorabilirsiniz o zaman Sayın Kılıçdaroğlu’na: HDP ile ve dolayısıyla PKK ile neden bu kadar yakınlaştınız. Siz bu vatandaşları kurtarmak için mi bu kadar yakınlaştınız? Ne yaptınız siz o zaman bu vatandaşları kurtarmak için, bir vatandaş olarak ben de biz de bunu soruyoruz. HDP ile neden iletişime geçmediniz? İkiz ortağınız, ruh ortağınız, stratejik ortağınız HDP ile iletişime geçmediniz bu konuda? Dolayısıyla şehitler üzerinden bu tartışmanın yapılması çok acıdır. Kemal Bey yine HDP’lilerin Uludere benzetmesine destek çıkıyor burada. Ama burada Kemal Kılıçdaroğlu’na şu soru yöneltilmeli “Neden siz HDP ve dolayısıyla PKK ile bu kadar yakınsınız? Niye o vatandaşların kurtarılması için kılınızı kıpırdatmadınız?”
“MİLLETVEKİLİ DİYEMEM AMA TERÖRİST DİYEBİLİRİM”
Yaşar, HDP’li milletvekillerine de sert tepki gösterdi. Siyaset yapmak için değil, adeta PKK’nın siyasal uzantısı olmak için mecliste faaliyet gösteren HDP’lilere “Onlara milletvekili diyemem” dedi:
“Burada faaliyet gösteren kişişler milletvekili mi, terörist mi belli değil. Ne olduğu belli değil. Siz buna milletvekili diyebilir misiniz? Ben diyemem ancak terörist diyebilirim. Bunu da çok rahatlıkla söyleyebilirim.”
NEDİM ŞENER: BÖYLE BİR PARTİNİN VARLIK SEBEBİ YOKTUR
Hürriyet Gazetesi Yazarı Nedim Şener, PKK ile yakın ilişkiler içerisindeki HDP’nin, bölücü terör örgütüne yönelik güzellemelerinin bile kapatılma için bir neden sayılabileceğini ifade etti. Özellikle AİHM’nin Batasuna kararının bu noktada önemli bir dayanak olduğuna işaret eden Şener şunları söyledi:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Batasuna kararı, bir terör örgütünü kınamamayı bile kapatma gerekçelerinden sayar. HDP her hafta basın açıklamalarında hala, internet siteleri, sosyal medya hesaplarında PKK elebaşı hakkında övücü sözler söylüyor. Barış diyor, çözüm süreci onunla geçer diyor, muhattap o’dur diyor. Hala bunu söylüyorlar. Ve onun dışında binlerce, on binlerce insanın katline sebep olmuş bir terör örgütüne, yani PKK’ya “bir terör örgütüdür” diyemiyor. Dolayısıyla böyle bir partinin varlık sebebi de yoktur aslında. Uluslararası hukuk açısından da, iç hukuk açısından da olmaması gerekiyor. Bu tartışmaya açık bir konu bile değildir. 6 milyon seçmeninin olması, 60 milyon seçmeni olsa dahi bu gerçeği değiştirmez. Zira şu sorunun cevabını vermesi gerekiyor HDP’nin: Bu partiye oy verenler, PKK terör örgütünü kollasınlar, ona sözcülük etsinler diye mi oy veriyorlar? Eğer öyleyse oy verenlerin de bunu düşünmesi gerekir.”
“KAPATILMASI İÇİN NE GEREKİYORSA YAPILMALIDIR”
HDP ile PKK’nın arasına mesafe konulamamasına değinen Şener, özellikle mağduriyet algısının oluşturulmaması adına şunları söyledi:
“Dolayısıyla bu partinin son olaylarda gösterdiği tavır gibi, toplumsal olayları çarpıtması gibi, PKK ile arasına mesafe koyamayıp onların sözcülüğünü yapması gibi bir sürü unsur var. Dolayısıyla bu partinin kapatılması için hukuki olarak ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Şu söyleniyor: Yeniden kurarlar, kapatılma çözüm değil… Yeniden parti kurabilirler. Terörle ilişkisi olmayan, PKK elebaşısını övmeyen, PKK’ya mesafe koyan başkaları kursun. Aynı şeyi demokratik yollarla söylesin, ancak terörle arasına mesafe koysun. Çünkü terörle mücadele yalnızca dağda askerlerin yapacağı, şehirde polisin yapacağı bir mücadele değildir.”
“PKK İLE İLİŞKİMİZ YOKTUR DİYEMİYORLAR”
HDP’nin siyasi bir oluşum olarak kendilerine yönelik PKK ithamlarına da cevap vermekten kaçındığını belirten Nedim şener, PKK ile ilişkimiz yoktur diyemedikleri için HDP’yi eleştirdi:
“Bunun siyasi ayağı da vardır. Bugün Türkiye’de hiç kimse PKK’nın siyasi ayağının HDP olmadığını söyleyemez. Çıksın desin ki “Hayır. HDP”nin PKK ile hiç bir ilgisi yoktur” desin. Ya da HDP’liler söylesin bunu. “Bizim PKK ile ilişkimiz yoktur” desinler. “PKK bir terör örgütüdür” desin. Diyebilirler mi? Diyemez. Dolayısıyla onlar ne edebiyat yaparlarsa yapsınlar, ne söylerse söylesinler HDP, PKK’nın siyasi koludur. Bununla ilgili hukuk mutlaka gereğini yapmalıdır. Terörün oksijeni siyasettir, HDP’dir, onlarla iş birliği yapanlardır. Bu değişmediği müddetçe terörle mücadele bir sonuca ulaşamaz. Bu kadar uzun sürmesinin ana nedenlerinden biri de budur.”
AHMET AY: PKK HDP’NİN “KURUCU UNSURUDUR”
Milat Gazetesi Yazarı Ahmet Ay da HDP’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Özellikle PKK’nın direkt olarak HDP’nin “Kurucu unsuru” olduğunu ifade ederken varlığını da PKK’nın varlığına borçlu olduğunu söyledi:
“Öncelikle Türkiye’de siyasi partilerin kapatılmaması noktasında daha önce de görüş beyan etmiştik. Türkiye’de demokratik rejim, bağımsız parlamento, özgür seçim sistemi söz konusudur. Dolayısıyla prensip olarak partilerin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. AK Parti’nin daha önceki siyasi partileri kapatmayı zorlaştırma Anayasa çalışmalarına da destek vermiştik, o desteğimizin de arkasındayız. Lakin, parti kapatılmasının gerekçeleri çok önemlidir. Türkiye’de 60 bin civarında insanımızın hayatını kaybetmesine sebebiyet veren, 6 bin masum sivil-kadın-çocuğun kanını döken bir terör örgütünden bahsediyoruz. PKK, HDP’nin “kurucu unsurudur”. HDP kendi varlığını PKK’nın varlığına borçludur. Eğer PKK diye bir örgüt olmasaydı, PKK’nın Türkiye içerisindeki eylemlerinin önüne daha erken geçilebilseydi PKK’nın varlığı söz konusu olamazdı. Olsa dahi kamuoyu nezdinde yüzde 1-2’yi geçemeyecekti.”
“TERÖR ÖRGÜTÜ HDP’YE TALİMATLAR VERDİ”
HDP ve daha önceki siyasal oluşumların da Kandil’den direkt olarak talimat aldığına değinen Ay, dünyada siyasal oluşumların terör örgütlerini frenleyebildiğini söylerken buradaysa tüm partileri PKK’nın yönlendirdiğini ifade etti:
“Bugün HDP’nin kapatılmasıyla ilgili tartışmalar söz konusu. ABD başta olmak üzere dünyanın, Avrupa’nın en ileri demokrasi anlayışına sahip ülkelerde bile, bir terör örgütünü-hele hele o örgüt o partinin kurulduğu ülkede terör estiriyorsa, cinayet işliyor, insan öldürüyor, terör saldırıları düzenliyorsa- savunan hiç bir siyasal parti kurulamaz. İspanya’daki yakın örneği, İngiltere’deki örneği göz önünde bulundurduğumuzda oradaki terör örgütlerinin siyasi kolları kendi ülkelerindeki silahlı örgütlere sözünü dinletebilen siyasi partilerdi. Buna rağmen kapatıldılar. Türkiye’de ise terör örgütü PKK, siyasal uzantısı olan HDP ve daha öncekilerine hükmeden bir terör örgütüdür. Yani bizdeki çark tam tersine işliyor. Avrupa’da siyasal partiler terör örgütlerine yapma dur der, durulardı. Bizdeki ise terör örgütü HDP’ye ve selef oluşumlarına talimatlar verdi.”
“VARLIĞI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
“Avrupa’da, dünyanın hiç bir ülkesinde terör örgütünü kınamayan, destekleyen, silahlı saldırılara dur demeyen, tam aksine teşvik eden bir siyasal oluşum hayat bulamaz. Bu güne kadar PKK’nın doğrudur dediği hiç bir şeye HDP yanlıştır demedi. Olsun dediği hiç bir şeye olmasın demedi. Yaparım dediği hiç bir şeye yapma demedi. Ama tam tersine PKK’nın söylediği her şeye destek verdiler. Dolayısıyla burada HDP bir siyasi partiden öte terör örgütü PKK’nın gayriresmi sesidir Türkiye’de. Dolayısıyla terörle , içli dışlı bir siyasi partinin Türkiye’de varlığı asla kabul edilemez.”
“TERÖRLE OMUZ OMUZA OLAN BİR PARTİNİN KURULMASINA İZİN VERİLMEMELİ”
“Eğer HDP kapatılacaksa, yine mağduriyet oluşup yeni bir parti aynı söylemlerle, aynı ilkelerle, aynı şekilde PKK’ya bağlı olacaksa HDP’nin kapatılmasının anlamı da gereği de yoktur. Ama eğer Türkiye’de bir daha hiç bir siyasi partinin bir terör örgütünün, hele hele Türkiye’de bu kadar kan akıtmış bir terör örgütünün sözcüsü, söylemcisi, ona destek veren bir siyasi parti olmayacaksa evet HDP kapatılmalı ve bir daha da böyle bir partinin kurulmasına izin verilmemelidir. Türkiye’de etnik, mezhepçi, meşrepçi partilerin olması doğru değil. Bu zamana kadar müsamahakar davrandık ama bundan sonra terör örgütüyle omuz omuza olan bir partinin kurulması söz konusu bile olmamalıdır.”
MÜSAMAHA GÖSTERMEK BÜYÜK TEHLİKEDİR”
“Daha ileri bir ifadede bulunayım, Türkiye’de bırakın HDP’yi, eğer hukuk tam işlerse CHP’nin dahi kapatılması gündeme gelebilir. Çünkü dünyanın hiç bir ülkesinde CHP gibi teröre, Türkiye’de saldırıda bulunan bir örgüte destek veren oluşum yoktur. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp diyor ki “Biz YPG’yi bir terör örgütü olarak görmüyoruz”. Bu o terör örgütünü övmek, desteklemek değil de nedir ? Dolayısıyla HDP’nin kapatılması yerinde bir karar olur. Yeniden kurulabilecek bir partinin de terörle ilk iltisakında kapatılması gerekir. Bu kadar müsamaha göstermek büyük tehlikedir, tehdittir.”
“Dünya 7-8 yıl 10 yıl içerisinde büyük harita değişikliklerinin yaşandığı bir yer haline gelecek. Ve bu tehdidi Türkiye çok yakın bir tehdit olarak hissediyor. Dolayısıyla siyasi partilere yönelik her karar, bir adım sonrasını düşünerek verilmelidir.”
“PROPAGANDAYA İZİN VERİLMEMELİDİR”
“Siyasi partiler yasası ve hukuki zemin ile devletin yapısına halel getirme girişimlerinde bulunan oluşumlara izin verilmemeli, önü kapatılmalıdır. Özellikle sonrasında oluşacak bu mağduriyet edebiyatlarına karşı da çok ciddi hareket edilmelidir. Bakın HDP öncesinde çok sayıda parti, siyaset arenasında faaliyet gösterdi. DEP, HADEP, DEHAP… Devamlı mağduru oynadılar, buna izin verilmemelidir. Terörü, teröristi kınamadığı müddetçe kapatılmalıdır. Bu propagandaya hiç bir suretle izin verilmemelidir.”
İHSAN AKTAŞ: HDP’NİN DURUMUNU ZORA SOKTU
“Geriye bıraktığımız süreç içerisinde HDP Türkiye’ye dönük bir siyaset belirleme konusunda çaba sarf etmedi. Mümkün mertebede PKK’nın yaptıklarını eleştirmedi ve meşru sayma yoluna gitti. Fakat 13 vatandaşımızın şehit edilmesi bir kabus gibi çöktü. Bu aslında bir yönüyle HDP’nin de durumunu zora soktu. HDP kapatılmak istenir mi istenmez mi bilemiyorum. HDP’nin demokratik ortamdan istifade edecekleri bir pozisyonu yok daha çok terörden besleniyorlar. PKK olsun HDP olsun kendilerine daha çok operasyon yapılmasını daha çok üzerlerine gelinmesini isteyeceklerdir.”
“SİYASİ PARTİLERİ TERÖRE DESTEK VERMEKTEN KURTARIP SİVİL ALANA ÇEKMEK LAZIM”
“Parti kapatma meselesi siyasetin değil hukukun konusudur. Türkiye’de yürüyen, yaşayan bir hukuk sistemi var. Onlar değerlendirirler, çerçevelerini oluştururlar, kendi kararlarını verirler. Ama benim gördüğüm parti kapatmalar bugüne kadar sosyolojide bir şeyleri değiştirmedi. Belki burada siyaset üretip de bütün Türkiye’deki siyasi partileri teröre destek vermekten kurtarıp sivil alana çekmek lazım.”
HİLMİ DAŞDEMİR: HENDEK OLAYLARI SORGULATTI
“HDP ya da Kürt siyaseti açısından bakıldığı zaman son dönemde iki ayrı kırılma noktası vardı. Biri Kobani adını verdikleri Ayn el-Arab’daki gelişen süreç. Orada siyasal anlamda bir kimlik oluşturulmaya çalışıldı ve bunda da başarılı oldular. Ortamı terörize de ettiler. Demirtaş’ın yaptığı çağrı ile birçok kişi meydanlara koştu, birçok insanı da şehit ettiler. Kendilerine tehdit olarak gördükleri Demirtaş’ın da terör örgütü elebaşına evirildiği bir süreçti. Daha sonraki süreçte burayı kazanım olarak gören PKK hendek olaylarını başlattı. Bu hendek olayları sonucunda da Türk seçmen tarafından sorgulama başladı.”
OY VERME DAVRANIŞLARI VE KARARA ETKİSİ
“Oy verme davranışında kısmı olarak azalma olsa da oy vermeye devam ettiler. 2017’den beri sürekli Türkiye’deki yeni parti ihtiyaçlarını ölçen bir araştırma şirketi başkanıyım. O dönemden beri de HDP içerisindeki seçmende yeni parti beklentisinin yüzde 25-30 civarında olduğunu gözlemledim. Şu an yaptığımız araştırmada o yönde. Daha önce yaptığımız araştırmada da benzer sonuçlar vardı. HDP tabanı bir şekilde kendilerini ölüme layık gören PKK yönetimiyle yollarını ayrıştırıyor yavaş yavaş. Burada bir sorgulama başlıyor. Bu sorgulamayı Altan Tanı’ın, Ayhan Bilgin’in açıklamalarına destek şeklinde de görüyoruz. Diyarbakır analarının başlatmış olduğu eylemi de biz o dönem içerisinde sormuştuk. Yüzde 60’ın üzerinde HDP seçmeni tarafından bir destek vardı. Bu da oldukça önemli bir süreç. Kayyum atanmasına ilişkin de yüzde 40 civarında HDP seçmeninden destek var.”
KAPATMAYA DESTEK
“Görülüyor ki HDP seçmeninin artık kendisini yavaş yavaş HDP yönetiminden ayrıştırıp yeni bir yol arayışına girdiği ancak burada da yeni bir söylem bulamadıkları için de belli bir kısmın oy vermeye devam ettiği gibi bir sonuç var. Biz yapmış olduğumuz araştırmada kamuoyunun yüzde 66’sı HDP’nin kapatılmasını bekliyor ve istiyor. Bunun içerisinde partilerin oy dağılımına bakılacak olursa da AK Parti tarafından yüzde 78’i, MHP’de yüzde 82, CHP’de yüzde 52, İyi Parti’de yüzde 72, HDP tabanında da 7.2 kapatılsın diyor. Yine HDP tabanında 24.4’lük bir kesim de bu konuda fikir beyan etmiyor. Bunları da kapatılsın kategorisine alabiliriz çünkü böyle bir sorgulamanın olması ayrı bir gösterge olarak değerlendirilebilir. HDP tabanında yüzde 68’lik bir kesim kapatılmaya karşı çıkarken ikinci olarak da CHP takip ediyor.”
Ben hukuki süreçte değerlendirilerek HDP’nin bu yıl içerisinde kapatılacağını düşünüyorum. Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve Sayın Süleyman Soylu’nun meclis kürsüsündeki belgeleri ile HDP-PKK ilişkisinin ortaya konduğunu görüyoruz. PKK ile ilişkisi olan bu partinin bir an önce kapatılması gerekiyor. Kamuoyunun da beklentisi bu yönde. Hukuki olarak da buna ilişkin zemin var.