EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar “Türkiye ekonomisi böylesi bir
küresel konjonktürde yılın ikinci yarısında uzun dönem ortalamasının üzerinde, yüzde
7,6 oranında büyüdü. Bu oldukça sevindirici bir gelişme. Ancak, enflasyon ve cari
açık bu başarılı performansı gölgelemektedir” dedi.
Bu yılın ikinci çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin verileri değerlendiren Ege Bölgesi
Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar “Dünya genelinde
yüksek enflasyon ve resesyon ikilisinin eşanlı olarak var olduğu, merkez bankalarının
genelde enflasyonu önceleyerek faiz artışı yaptığı bir yılı yaşıyoruz. Dünya ekonomisi
2008 küresel finans krizi ve ardından 2020 yılından itibaren tüm dünyayı etkileyen
pandemi sürecinde alınan telafi edici önlemlerin toksik etkilerinin su yüzüne çıktığı bir
iklimle karşı karşıya geldi. Türkiye ekonomisi böylesi bir küresel konjonktürde yılın
ikinci yarısında uzun dönem ortalamasının üzerinde, yüzde 7,6 oranında büyüdü. Bu
oldukça sevindirici bir gelişme. Ancak, enflasyon ve cari açık bu başarılı performansı
gölgelemektedir. Bu nedenle ekonomide yeni bir şeyler söyleme ve de yapma vakti
gelmiştir. Aksi halde stagflasyonist konjonktür riski bizi bekliyor olacaktır” dedi.
Başkan Yorgancılar “2022 yılının ikinci çeyreğinde üretim yönünden büyümeyi
sanayi ve hizmet sektörü, harcamalar yönünden ise özel tüketim ve ihracat yukarı
çekmiştir. Uzun yıllar büyümede aşırı nitelenebilecek düzeyde öncelik verilen inşaat
sektörü ise yüzde 10,8 oranında küçülmüştür. Türkiye’nin en önemli potansiyel üretim
alanlarından olan tarım ise kan kaybetmeye devam etmiş ve bu yılın ikinci yarısında
da küçülmüştür. Tarımın son altı çeyreğin dördünde küçülmüş olması hem halkın
beslenmesi hem de tarıma dayalı sanayi açısından endişe yaratmaktadır “ diye
konuştu.
Yatırımların yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,2, ikinci çeyreğinde ise yüzde 4,7
büyümesinin ümit verici olduğunu hatırlatan Yorgancılar “Yılın ikinci çeyreğinde
inşaat yatırımları yüzde 10,9 oranında gerilerken makine ve teçhizat yatırımlarındaki
yüzde 17,8 gibi yüksek bir oranda artması, sanayinin mevcut kaotik koşullara rağmen
üretim kapasitesini artırmaya çalıştığını ortay koymaktadır. Bu gelişmeyi, hem iç
talebin hem de dış talebin tetiklediği görülmektedir. Dış talep yani ihracat artışında
coğrafi konumun getirdiği navlun avantajı ile kur artışlarının etkisi belirleyici olmuştur.
İç talepteki artışta ise yüksek enflasyon nedeniyle vatandaşların, kredi kullanımına da
başvurarak, talebi öne çekmesinin önemli rolü olmuştur. Ancak, geleneksel
enflasyonun kur avantajını eritmiş olması ve ihraç pazarlarımızın resesyona doğru
hızla ilerlemesi, halkımızın da yüksek enflasyon nedeniyle reel satın alma gücünün
gerilemesi, ekonominin gelecek aylarda yavaşlayabileceğini ortaya koymaktadır. Bu
nedenle ekonominin yeni bir yaklaşıma ihtiyacı olduğu çok açıktır” diye konuştu.
B Ü L T E N
Sanayi sektörünün sekiz çeyrektir yani iki yıldır aralıksız ve yüksek oranlarda
büyüdüğüne de dikkat çeken Yorgancılar şunları söyledi: “Bu gelişme ihracat yoluyla
döviz girişine, istihdam artışı yoluyla işsizliğin azaltılmasına katkı koymuştur. Bu yılın
ikinci çeyreğinde sanayi ürünleri ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20
düzeyinde artmıştır. Bu dönemde sanayideki istihdam artışı ise yüzde 11,3 gibi
oldukça yüksek bir düzeyde gerçekleşmiştir. Bu oran 687 bin ilave istihdam
yaratılması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla sanayi sektörü ülkenin kalkınmasında
üstüne düşen sorumluluğu geçmişte olduğu gibi fazlasıyla yerine getirmektedir.
Getirmeye de devam edecektir. Sürdürülebilir büyüme ve kalıcı istihdam için özellikle
de AB ülkelerinde resesyonun olduğu bir süreçte, sanayinin konuları ve beklentilerine
daha çözümcül yaklaşılmasını umuyor ve diliyoruz. Makro açıdan gerekli
düzenlemeleri yapmamız, bütçe, ödemeler bilançosu ve Merkez Bankamızın
bilançosunu daha sağlıklı hale getirmemiz gerekiyor. Bunun için çok güçlü ve yeni bir
heyecan katacak ekonomi programa ve yeni büyük sanayi yatırımlarına ihtiyacımız
vardır”