ABD’nin Oklahoma eyaletinde yaşayan John Marion Grant, yaptığı birçok silahlı soygun sebebiyle hüküm giydiği 130 yıllık hapis cezasını çekmek için girdiği cezaevinde çalışan Gay Carter adlı kadını, 1998’de defalarca bıçaklayarak öldürdü. Bir cezaevi kafeteryası çalışanını öldürdüğü için 1999’da bu kez idama mahkûm edilen 60 yaşındaki Grant, ölümcül ‘idam kokteyli’nin ilk ilacı midazolam enjekte edildikten sonra kıvranmaya ve kusmaya başladı. Daha sonra iki ilacı da enjekte eden sağlık yetkilileri, Grant’ın ilk enjeksiyondan yaklaşık 15 dakika sonra bilincini kaybettiğini ve bundan 6 dakika sonra da öldüğünü açıkladı. İnfaza tanıklık edenler ise hükümlünün idam edilirken istifra etmesinin oldukça ender bir durum olduğunu söyledi.
43 DAKİKA CAN ÇEKİŞTİ
Oklahoma’da 19 yaşındaki bir kızı öldürmekten idama çarptırılan Clayton Lockett’in Nisan 2014’teki infazı da tam bir işkenceye dönüşmüştü. Oklahoma Eyalet Hapishanesi’nde, 38 yaşındaki Lockett’a da midazolamın içinde bulunduğu üçlü ilaç kombinasyonu enjekte edildi. Bunun hemen ardından nefesi hızlanan ve dişlerini sıkmaya başlayan Lockett, başını yattığı yerden kaldırarak konuşmaya çalıştı. Lockett’ın 43 dakika can çekişerek ölmesi ülkede tartışmalara yol açtı. Bir başka iğneyle gerçekleştirilen idamda ise, hapishane yetkilileri yanlış ölümcül ilacı aldıklarını fark ettiklerinde Richard Glossip’in idam edilmesine sadece saatler kalmıştı. Daha sonra aynı yanlış ilacın Ocak 2015’te bir mahkûmu infaz etmek için kullanıldığı öğrenildi.
Bütün bu idam skandalları ise Nisan 2014’te mahkûm Clayton Lockett’ın 43. dakikasında ölmeden önce bir sedye üzerinde can çekiştiği başarısız infazının ardından gün yüzüne çıktı.
‘ACI VE ISTIRABA KARŞI SAVUNMASIZ BIRAKILDILAR’
Oklahoma’da 20’den fazla idam mahkûmunu temsil eden federal kamu avukatları, Clayton Lockett’ın beceriksizce infazından haftalar sonra dava açtı. Oklahoma’nın infaz protokolünde uygulanan ilk ilaç olan yatıştırıcı midazolamın mahkûmu yeterince bilinçsiz hale getirmediğini, acı ve ıstıraba karşı savunmasız bıraktığını iddia ettiler. İdam mahkûmlarının avukatlarından Jennifer Moreno da midazolamın, bir mahkûmu acı hissedemez hale getirmek için yeterli olmadığını, şiddetli ağrı ve ıstırap riski yarattığını ve bu sebeple ABD Anayasası’nın zalim, olağandışı cezayı yasaklayan değişikliğini ihlal ettiğini söyledi. Bir diğer avukat James Stronski ise yargıca, “Mahkûmlara uygun şekilde anestezi uygulanmazsa ikinci ilaç verildikten sonra direkt felç olurlar, hareket edemezler, konuşamazlar, ardından da dayanılmaz bir acı hissederler. Eğer bunun devam etmesine izin verilirse 21’inci yüzyılın felaketi olur” dedi.
Sosyal medyada viral oldu! Yüzde 1’lik kesim görüyorHaberi Görüntüle
Eyalet mahkemesi ise bu iddialar karşısında ilacın bir kişiyi acıya karşı duyarsız hale getirdiğini ifade eden üç uzman tanık çağırdı. Kıdemli uzman direktör Scott Crow ve operasyon şefi Justin Farris, yargıca infazlarda yaşanan aksiliklerin olasılığını azaltmak için son yıllarda yeterli güvenlik önlemlerinin uygulandığını söyledi. Eyalet avukatları ise mahkûm avukatlarının sundukları iddiayı reddederek mahkûmların ağrı hissetmemelerini sağlamak için 500 miligramlık bir yatıştırıcı dozun fazlasıyla yeterli olduğunu ileri sürdü.
‘ÇOK YETERSİZ’ DEYİP REDDETTİ
Bütün bu dava süreci sonunda mahkeme geçen pazartesi günü Oklahoma’da infazları gerçekleştirmek için kullanılan ‘üç ilaçlı idam kokteyli’ protokolünün kullanılmaya devam edileceğine karar verdi. 45 sayfalık kararda yargıç, davacıların Oklahoma’nın protokolünün anayasaya aykırı düzeyde acı ve ıstıraba neden olduğunu kanıtlamakta ‘çok yetersiz’ kaldığını söyledi. Başsavcı John O’Connor ise yaptığı açıklamada, mahkemenin kararını incelediğini ve infazların ne zaman gerçekleşeceğine yakın zamanda karar vereceğini söyledi. O’Connor, “Oklahoma halkı ve sevdiği birinin öldürülmesinin acısını çeken aileler, bugünkü Federal Bölge Mahkemesi kararıyla adalete bir adım daha yaklaştı” yorumunda bulundu.
‘EZİCİ KANITLARI GÖRMEZDEN GELİYOR’
Avukat Jennifer Moreno karar ile ilgili, “Bölge mahkemesinin kararı, Oklahoma’nın infaz protokolünün hem yazılı hem de uygulandığı şekliyle mahkûmların şiddetli acı ve ıstırap çekmesi konusunda kabul edilemez bir risk oluşturduğuna dair duruşmada sunulan ezici kanıtı görmezden geliyor” ifadelerini kullandı.
Bu karar neticesinde mahkûm avukatları, mahkemenin kararına itiraz etmenin yollarını araştırıyor. Bununla birlikte Yüksek Mahkeme son aylarda mahkûmların infaz yöntemlerine meydan okumasına veya masumiyetlerini ilan etmesine karşı giderek daha fazla sert davrandığından temyiz pek olası görünmüyor.
Volkan Demirel hedefini açıkladı! Karagümrük’ten ayrılık sebebini ilk kez duyurduHaberi Görüntüle
Yunanistan’ı korkuttu! Tatbikatta dikkat çeken detayHaberi Görüntüle
Bakanlık merakla beklenen tabloyu paylaştı! 3600 ek gösterge sonrası kim ne kadar alacak?Haberi Görüntüle