İşgal sonrası görülmemiş bir hız ve kararlılıkla Rusya’ya karşı birleşen Batı ittifakını, her şeye rağmen bölebilecek beş sorun:
SAVAŞIN AMAÇLARI
Savaştan önce, liberal demokrasilerin odakları ve gelecekleri zaman zaman belirsiz görünüyordu. Bazıları ittifakları sorgulamaya başlarken, diğerleri milliyetçi duygulara teslim oldu. Ancak Ukrayna’nın işgali Batı’ya neyi temsil ettiğini hatırlattı; özgürlük, egemenlik ve hukukun üstünlüğü. Bu da Rusya’nın saldırganlığına karşı ortak bir yanıt verilmesini sağladı. Ancak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve diğerlerinin tüm diplomatik çabalarına karşın, savaş bir süre daha devam edebilir. Batı ittifakı bu fikir birliğinde zirve yapmış olabilir mi?
İleride Batılı güçlerin diplomatik anlamda aynı konumda kalabilmesini tehlikeye atabilecek, bazı zorlu seçimler olacak. Belki de en önemli gerginlik, savaşın amaçları konusunda yaşanabilir. Şu anda Batı, Ukrayna’nın savunmasının arkasında birleşmiş halde. Ülkenin direnebilmesi için ekonomik ve askeri destek sağlanıyor ama daha uzun vadeli amaç ne olacak? Çatışmaların durması elbette. Ancak Rusya yenilmeli mi? Ukrayna kazanmalı mı? Yenilgi ve zafer pratikte ne anlama gelecek? İngiltere Başbakanı Boris Johnson geçen hafta milletvekillerine “Vladimir Putin’in başarısız olmasını sağlamak için, hem de kapsamlı bir şekilde başarısız olmasını sağlamak için ortaklaşa elimizden geleni yapmalıyız” demişti ancak “başarısız olmak” ne anlama geliyor? Johnson bunu söylemedi. Reddettiği bir şey, Moskova’da rejim değişikliği için bastırmaktı. Johnson “Rusya liderinin devrilmesi ya da Rusya’da siyasetin değiştirilmesini bir amaç haline getirmememiz çok önemli. Burada mesele Ukrayna halkını korumak. Putin, bunu kendisi ve Batı arasında bir mücadele diye göstermeye çalışacak ama bunu kabul edemeyiz” dedi.
Öte yandan ABD’nin şu anda giderek artan oranda yaptığı da bu. ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Rus güçlerini yenmenin yeterli olmayacağını söyledi. Austin “Rusya’nın Ukrayna’yı işgal gibi şeyleri yapamayacak kadar zayıfladığını görmek istiyoruz” dedi. Bu, Rus savunma sanayine ambargo konulması anlamına gelebilir. Ya da Ukrayna’ya Rus silahlı güçlerinin önemli bir kısmını yok edecek araçların verilmesi… Her iki durumda da tüm Batılı müttefikler Putin’in, Batı’nın Rusya’ya karşı varoluşsal bir tehdit oluşturduğu söylemini kullanması korkusuyla aynı amaçları paylaşmıyor olabilir.
UKRAYNA’YA ASKERİ DESTEK
Batı, Ukrayna’ya askeri yardım yapılması konusunda büyük ölçüde aynı görüşte. Ancak ayrıntılarda farklı yaklaşımlar görülüyor. Bazı ülkeler, kan dökülmesini uzatabileceği korkusuyla ağır silah temin etmekte isteksiz. Diğerleriyse, cephane ve daha ağır silah teslimatlarını artırıyor. İngiltere Parlamentosu Savunma Komisyonu Başkanı Tobias Ellwood, İngiltere’nin daha fazla silah vermesinden yana. Ellwood BBC’ye yaptığı açıklamada “Ukrayna’nın kaybetmesini önlemek için gerekenleri veriyoruz ama bu kazanması için yeterli değil. Ukrayna’nın mevcut hatları savunmasından ziyade, gerçekten kazanmasına ihtiyacımız var” dedi.
Gizli üsse de balinalar konuşlandırıldıRusya Karadeniz’de yunusları devreye alıyor!Haberi Görüntüle
Ancak diğer bazı Batılılar, Ukrayna’nın savunulmasının bir vekalet savaşına dönüştürülmesinin, Putin’i Batılı hedeflere saldırmaya, siber saldırılar düzenlemeye ve hatta kitle imha silahları kullanmaya itebileceğinden korkuyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov “ciddi ve gerçek” bir nükleer savaş uyarısını boşuna yapmadı.
ZORLU SEÇİMLER GELİYOR
Bir noktada askeri anlamda bir yenişememe durumu olabilir ve barış anlaşması için baskı büyüyebilir. Genel olarak Batı’nın Ukrayna’yı, ne yapmayı seçerse seçsin destekleyeceği kanısı hakim. Peki ya durum böyle olmazsa? Bazı Batılı ülkeler Ukrayna’ya barış arayışına girmesi için baskı yapar da, Kiev’deki lider kadrosu savaşmaya devam etmek isterse? Bu ülkeler Ukrayna’ya askeri desteklerini kısıtlayabilir mi? Ya da Ukrayna, Batı’nın karşı çıktığı bir siyasi anlaşmayı kabul ederse? Bazı ülkeler Rusya’ya ambargoları kaldırmayı reddedip, bir barış anlaşmasını tehlikeye atabilir mi? Batılı siyasetçiler arasında, Ukrayna’da ne tür bir siyasi anlaşmaya varılabileceği konusunda süregiden kritik bir tartışma var. Öncelik, Rusya’nın ele geçirdiği toprakları geri almak mı olacak, yoksa çatışmalar durduktan sonra Ukrayna’dan geriye kalanın güvenliği, toprak bütünlüğü ve varlığını garanti altına almak mı? Batılı bir diplomat bu gerilim için “Putin, Ukrayna’nın egemen sınırlarını güç kullanarak değiştirmekte başarılı olmuş görünemez. Ukrayna için uzun vadeli planımız egemen ve bağımsız bir devlet olarak başarılı olması” dedi.
Bu iki amaç aynı şey olmayabilir. Uygulamada, bir siyasi barış anlaşması konusunda uzlaşmak zorlu seçimler yapmak anlamına geliyor. Örneğin Batı, Rus güçlerinin tamamen Şubat 2022 öncesindeki sınırlara çekilmesi için bastırmalı mı, yoksa bazı bölgeler işgal altında bırakılabilir mi? İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, bu iki seçeneğin de yeterli olmadığını söyledi. Wallace “Ben şahsen, Putin’in sadece Şubat öncesindeki sınırlara çekilmesini istemiyorum. Kırım’ı yasadışı bir şekilde işgal etti, Donetsk’i yasadışı bir şekilde işgal etti ve uluslararası hukuka uyup, uzun vadede Ukrayna’yı terk etmeli” dedi. Bu görüşü, Batı’da herkes paylaşmıyor.
‘Rusya’nın devri kapanıyor’Moskova gazı kesti, Avrupa rest çekti!Haberi Görüntüle
RUSYA’YA ENERJİ YAPTIRIMLARI VE UKRAYNA’NIN GELECEĞİ
Batılı güçler ambargolar konusunda görüş ayrılığı yaşayabilir. Şimdilik Rusya’nın ne kadar sert cezalandırılması gerektiğinde uzlaşamadıklarını kabul ettiler. Özellikle de petrol ve doğalgaza daha çok yaptırım uygulanıp uygulanmaması konusunda. Rus enerjisine bağımlı ülkeler, ekonomilerinin dayanamayacağını söylüyor ancak çatışmalar bir süre daha devam ederse, tam tersi yönde bir baskı da oluşabilir. Bazı ülkeler, askeri yenişememe halini sona erdirmek için Moskova’ya yönelik ambargoların artırılmasını isteyebilir. Diğerleriyse, halklarının ekonomik maliyete sabırları azalırken, enerji ambargolarını azaltmayı isteyebilir.
Batı’nın Ukrayna’nın uzun vadeli geleceği konusunda görüş ayrılğına düşmesi de muhtemel. Ukrayna içinde bölünmeler olursa ne olacak? Savaşa devam etmek isteyen milliyetçiler ve anlaşma yapma yanlıları gibi farklı fraksiyonlar ortaya çıkarsa? Batı, bir taraf tutmak zorunda kalırsa? Ukrayna’nın içindeki bölünmeler ne kadar sert olabilir? Bazı uzmanlar, iç savaş uyarısı bile yapıyor ve 1922’de İrlanda’daki bölünmelerle kıyaslamalar yapıyor. Ya da Ukrayna, Batı’nın karşı çıkabileceği siyasi tercihler yapmaya başlarsa?
Rusya uzmanı ve eski ABD Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Fiona Hill, Ukrayna’nın geleceğini garanti altına almak için, kendi nükleer silahlarına sahip olmaya bile çalışabileceğini belirtti. Hill bir düşünce kuruluşunda verdiği seminerde “Putin daha çok nükleer silah ortaya koydukça, Ukrayna gibi ülkeler kendilerini savunmanın tek gerçek yolunun aceleyle nükleer silah edinmek olduğunu düşünecek” dedi. Batı, böyle bir durumda Ukrayna’ya konvansiyonel silah vermeye istekli olur mu? Ya da olası Avrupa Birliği üyeliğini değerlendirir mi? Çatışma durumlarında, siyasi pozisyonlar nadiren sabit kalır ve Batı’nın birlikteliğinin ilerideki zorlukları otomatik bir şekilde aşacağını düşünmek de yanlış olur.
‘Sizi vururuz, anlıyorsunuz değil mi?’Savaş kızışıyor, Rusya ateş püskürdüHaberi Görüntüle