Tüm vücut terlemesi nadir de olsa metabolik bir hastalık belirtisi olabileceğini, ancak bölgesel terlemenin (el, koltuk altı ve yüz) bir hastalık belirtisi olmadığını ifade eden Doç. Dr. Özkan Demirhan, “El ve koltuk altındaki terleme göğüs kafesinin içindeki sempatik sistemin aşırı aktivasyonu ile ter yuvalarının aşırı çalışması ile meydana geliyor. Bu yüzden bir hastalık belirtisi değil. Ancak biz hastaların bazı testlerinin yapılmış olmasına dikkat ediyoruz. Tüm hastaların bize gelmeden önce dahiliye veya endokrin uzmanına görünmüş olmasını istiyoruz. Tiroid testlerinin yapılmış olmasını istiyoruz. Hikayesinde metabolik bir hastalık şüphesi olan hastalarda metabolik testlerin yapılıp yapılmadığına bakıyoruz. Eğer hasta bunları yaptırmamışsa mutlaka endokrinoloji ya da dahiliye polikliniğine gönderiyoruz ya da tam tersi onlar baktı ise bize gönderiyorlar. Hastada genellikle ilk baktığımız test tiroid bezi fonksiyonlarını gösteren testler oluyor. Çünkü tiroidin aşırı çalışması metabolizmayı hızlandırdığı gibi terlemenin de artmasına neden oluyor. Hastanın ailesinde aşırı terleme hikayesi olup olmadığı, uykuda terleme olup olmadığı, her iki tarafta terlemenin olup olmadığı ve yaşadığı bölge, iş ortamının ısı durumunu, kıyafet alışkanlığını sorguluyoruz. Tüm bunları sorguladıktan sonra uygun hastalarda cerrahi müdahale konusunda uygun hastalarda cerrahi tedaviyi öneriyoruz” dedi.
Cerrahi uygulamalar tecrübeli ekip tarafından yapılmalı
Aşırı terlemeye yönelik uygulanan tedaviler arasında pek çok alternatif olduğunu hatırlattığımız Doç. Dr. Özkan Demirhan, “Çeşitli kremler, iyontoferez ve ilaçlar var, botoks uygulamaları var. Ancak bunların hepsi geçici çözüm sunuyor. Ameliyat ise kalıcı çözüm sunuyor ancak bu ameliyatlar için tamamen risksiz diyemeyiz. Hastanın ameliyatın tüm detaylarına dair bilgilendirilmesi çok önemli. Nedir bu detaylar? Göğüs kafesinde belli anatomik uyaranlar var. Ele, koltuk altına ve yüze giden sinirlerin olduğu yerler var. Minimal invazif yöntemler (Video tarakoskopik – VATS) ile küçük kesi ile tek delikten yaptığımız ameliyatla göğüs kafesinin içindeki terlemeye neden olan sinirleri iptal ediyoruz, bu işleme Endoskopik Transtorasik Sempatektomi (ETS) (klips kullanırsak klipsli ETS) demekteyiz. Bu işlemin deneyimli cerrahlar tarafından yapılması gerekiyor.
ETS yönteminin komplikasyon ihtimali az da olsa var. Genel anestezi ile yapılıyor ve o bölge bir daha terlemiyor. Bu ameliyatın hastalar tarafından çok iyi bilinmesi gereken bir yan etkisi var. Vücutta mevcut olan sempatik sistemin bölgesel olarak uyardığı yerler bellidir. Bunlardan ne kadar gereksiz sempatik sinir iptali yapılırsa o kadar çok vücutta reaksiyon terlemesi (kompansatuar terleme) dediğimiz terlemeler olur. Kompansatuar terlemede sırt, göbek çevresi ve bacaklarda aşırı terleme olabiliyor. Bu nadir bir komplikasyondur ancak hastalarımız tarafından bilinmesi gerekir. Bu komplikasyonla karşılaşmamak için biz ameliyatlarda gereksiz sempatik sinir iptali yapmıyoruz” şeklinde konuştu.
Ergenler psikolojik olarak olumsuz etkileniyor, okul başarısı düşüyor
Ergenlik döneminde görülen aşırı terlemenin olumsuz etkilerine değinen Demirhan, “Hiperhidrozis yani aşırı terleme ergenlik döneminde de yaşam kalitesi, günlük sosyal aktivitesi, okul performansı ve psikolojik durumu üzerine olumsuz etkileri olan bir sağlık sorunudur. El ve koltuk altı hiperhidrozis bazen o kadar fazladır ki, elde terleme damlama şeklinde görülebilir. Eller cepte gezme, el sıkışmaktan kaçınılması, yazılı kağıtların ıslanması sorgulamada en dikkat çeken durumdur. Fizyolojik olarak el terlemesi doğum sonrası, aksiller terleme ergenlik sonrası başlar. Ergenlik döneminde hiperhidrozis ihmal edilmemeli ve uygun tedavi yöntemleri kullanılmalı. Erişkinlerde uygulanan tedavi yöntemleri ergenlik dönemlerinde net olarak tanımlanmamıştır. Cerrahi 14 yaşından sonra nadir de olsa gündeme gelebiliyor, ama bu durum da vaka bazlı kişiye özel gerçekleşiyor” şeklinde bilgi verdi.