Baykar Savunma’nın Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) üzerinde çalıştığı bilinen bir konuydu. Ancak projenin bu denli hızlı bir şekilde ete kemiğe bürünmesi sürpriz yaşattı. Çünkü MİUS projesi gerçekten de dünyada çok az sayıda ülkenin yapabileceği, pek de örneği olmayan işlerden biri.
Ancak kısa sürede çok önemli gelişmeler yaşandı. Henüz Akıncı’nın rüzgarı dinmeden 12 Mart’ta Selçuk Bayraktar “Üretim hattına 3 buçuk yıl sonra daha büyük ve daha çevik bir balık girdi” diyerek MİUS için kritik bir virajın dönüldüğü duyurdu.
Takvimler 27 Mart’ı gösterdiğinde ise Bayraktar kendi Twitter hesabından ‘Kanadını taktık’ mesajıyla KIZILELMA MİUS’un yeni bir fotoğrafını paylaştı.
Selçuk Bayraktar’ın “12 yılı aşkın süredir hayalini kuruyoruz” dediği KIZILELMA MİUS’un 2023 yılında ilk uçuşunu yapması bekleniyor. Peki, KIZILELMA’nın sahalara çıkışı ne anlama geliyor?
BU DENLİ HIZLI İLERLENMESİ ŞAŞIRTICI
Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan da projedeki hızlı ilerlemeye dikkat çekiyor. Bunda Baykar Savunma’nın kuruluşundan itibaren sürdürdüğü dinamik yapının etkisinin büyük olduğunu söylüyor. Yine de ses altı ve ses hızına yakın hızlarda uçması beklenen bir platformun böylesine çabuk bir şekilde ortaya çıkmasının şaşırtıcı olduğu görüşünü paylaşıyor.
“Tabii projenin zorluğunu düşündüğümüzde çıktıları görmek için aceleci olmamak gerekiyor” diyor Doğan ve programın önünde çok uzun bir yol bulunduğunun altını çiziyor.
AGRESİF MANEVRA KABİLİYETLERİ OLACAK
KIZILELMA’nın 1,5 tona yakın mühimmat ve faydalı yük kapasitesi olacak. Hava-Hava, Hava-Yer akıllı füzeleri ve seyir füzeleri taşıyabilecek. TCG Anadolu sınıfındaki kısa pistli gemilerden iniş ve kalkış yapabilecek. Gelecek dönemlerde üretilecek olan serilerin ses hızının üstüne çıkacağını biliyoruz.
Bu ve benzer özelliklerinin yanı sıra aslında KIZILELMA’nın asıl vurucu güçlerinden birinin çok daha derinlerde olduğuna değiniyor Kadir Doğan…
Platformun dikey kuyrukları ve önde bulunan kanard denilen yatay kontrol yüzeylerine işaret ediyor ve “Bu kontrol yüzeyleri sayesinde KIZILELMA agresif manevra kabiliyetine sahip olacak. Önleme, kaçınma ya da yakın muharebe manevralarını yapabilecek yenilikçi bir platformdan bahsediyoruz. Tabi tüm bunlar sahip olduğu çok gelişmiş yapay zeka kabiliyeti sayesinde otonom olarak yapabilecek” bilgisini paylaşıyor.
MUHAREBE KONSEPTLERİNDE TSK ÖNCÜ OLABİLİR
MİUS’un görev tanımı ile ilgili çok geniş bilgilere sahip olmadığımızı belirten Kadir Doğan, devam ediyor:
“Çeşitli infografiklerdeki detaylar ve Selçuk Bayraktar’ın yaptığı açıklamalar üzerinden projeyi takip ediyoruz. Bu noktada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin KIZILELMA’dan beklentisi önemli. Platformu kullanacak olan ve muharebe konseptlerini geliştirecek olan TSK. Bu noktada Baykar ve TSK arasında sıkı bir koordinasyon olduğunu düşünebiliriz.
Mevcut görünümde KIZILELMA’nın çok rollü bir insansız araç olacağını anlıyoruz. Pek muadiline rastlamadığımız şekilde birden fazla göreve uyarlanabilecek bir yapının hedeflendiği görülüyor.
KIZILELMA için ‘insansız ve düşük görünürlüklü F-16’ tanımlaması da yapılıyor… Buradaki benzetme şunu ifade ediyor; ön tasarıma bakıldığında radar dome’u görünüyor. Burada çok maksatlı bir AESA radar kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Bu radar uçağın tasarım ve hızı da göze alındığında çeşitli hava-hava görevleri için de kullanılacağını bize gösteriyor.
Ayrıca dahili olarak yani gövde içerisinde mühimmat taşıma kapasitesi ile kritik derin taarruz görevlerinin icra edilmesi hedefleniyor. Bayraktar TB-2, ANKA, Akıncı ya da Aksungur’un yapabildiklerinin çok daha ötesinde bir taarruz kabiliyetinden bahsettiğimizin atını çizmek gerek.
KIZILELMA tüm bunları yaparken istihbarat ve keşif faaliyetlerini de sürdürebilecek. Dolayısıyla platform insansız araçların doğal görevi haline gelen keşif ve istihbarat faaliyetini kritik operasyonlar icra ederken de sürdürebilir. Ki bu çok değerli bir kazanım.”
YAPAY ZEKA KABİLİYETLERİ HALEN BÜYÜK BİR SIR
Kadir Doğan, projenin bir daha derinlerine ilerliyor ve KIZILELMA’nın henüz açıklığa kavuşmamış noktaları olduğundan bahsediyor… “Özellikle yapay zeka kabiliyetlerini bilmiyoruz.” dedikten sonra yapay zekanın uçağın muharip görevlerinde ne derece etkin olacağını göstermesi bakımından en önemli unsurlardan biri olduğunu anlatıyor.
KIZILELMA’nın sahip olduğu yapay zekanın platformun potansiyelini hiç öngöremediğimiz ölçüde artırabileceği üzerinde duruyor Doğan:
“Nitekim halihazırda insansız sistemlerdeki en büyük problemlerden biri iletişim. Güvenilir biçimde yüksek hızda ve yüksek veri kapasitesine sahip iletişim sistemleri gerekiyor. Özellikle hava-hava görevi icra edecek KIZILELMA gibi hızlı bir aracın çok hızlı iletişim sistemlerine ihtiyacı var.
İşte bu noktada olası manevra ihtiyacı olan durumlarda çeşitli senaryolara yapay zeka desteği gerekebilir. Mesela uçağın hava savunma füzesinden kaçınması gerekeceği senaryolarda iletişim hızının akamete uğramaması gerek. Bu noktada uçağa yapay zeka müdahale edebilir. Bunlar düşünülebilecek ve uygulanabilecek çeşitli senaryolar.
Yine uçağın diğer insanlı uçaklar ile ‘insanlı-insansız araç müşterek kullanım’ konseptine uygun olarak faaliyet göstermesi bekleniyor. Sağladığı istihbarat verilerinin anlık olarak diğer insanlı araçların savunma veya saldırıları için kullanılacağı değerlendirilebilir. Bu noktada KIZILELMA hem savaş uçaklarının çeşitli kabiliyetlerini hem de mevcut insansız hava araçlarının çeşitli kabiliyetlerini bir arada sergileyebilecek kabiliyet sıçraması potansiyeline sahip bir araç.”