“26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt Ovası’nda yalnızca iki ordu karşı karşıya gelmemiş, medeniyetler, kültürler, inançlar, hedefler de karşılıklı olarak hizalanmıştır. Türk milleti fetihlerle yolunu açmış, engin bir ferasetle engelleri aşmış, gönüller kazanarak Anadolu coğrafyasını yurt edinmiştir. Malazgirt Zaferi’nden 851 yıl sonra, 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz vatanı kurtaran bir meydan okuma, Sultan Alparslan’ın ve kahraman askerlerinin emanetini muhafazaya yeminli bir iradenin tecellisidir.
BİZANS KOMPLOLARI
Hem Sultan Alparslan’a hem de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e milletimizin rahmet niyazlarıyla birlikte şükran duyguları hiçbir zaman eksilmeyecektir. Türk milleti mücadelesiyle hiçbir namert eli vatanına değdirmeyecektir. Hâlâ aktif olan Bizans komplolarına karşı uyanık olmak en başta gelen sorumluluğumuzdur. Malazgirt’in, Büyük Taarruz’un, Dumlupınar’ın rövanşını almak için fırsat kollayan husumet ve hıyanet cephesine karşı asla taviz verilmeyecektir.
Ne terör saldırıları, ne düzensiz göç akınları, ne de küresel ve bölgesel menfur senaryolar Türk milletinin istikbalini karartamayacak, var oluş azmini kıramayacaktır. İrademiz Sultan Alparslan’ın iradesidir. İlhamımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün istiklal davasıdır. Malazgirt Zaferi’ni derin manasına ve zamanları aşan güçlü mesajına uygun şekilde kutlanmasına her yıl önayak olan, bu hususta samimiyetle öncülük yapan Sayın Cumhurbaşkanımıza özellikle teşekkür ediyorum.”