Yangına ilk müdahale eden ekip arasında yer aldıklarını kaydeden Ayvazoğlu, alevlerle mücadelelerini şu sözlerle anlattı: “Antalya’nın helikopter ekipleri olarak Kumluca’dan bölgeye ilk biz intikal ettik. Benim ekibimde 6 kişi var. Hemen söndürme çalışmalarına katıldık. Ancak yangın bir anda patladı ve çok hızlı yayıldı, tutamadık. Diğer ekiplerin hızla yetişmesi bile bu yayılmaya engel olamadı.
AĞLAYARAK SÖNDÜRÜYORUZ
Biz zaten 28-30 Haziran arası için teyakkuzda bekliyorduk. Çünkü poyrazın olacağını biliyorduk. Karadan denize doğru esen her türlü rüzgâr nemi düşürerek kuru hava oluşturduğundan bizim için tehlike arz ediyordu. Nem varken yüzde 30 riskimiz varsa poyrazla birlikte bu oran yüzde 80’e çıktı. Yangının üzerinde uçarken insanların yaşadıkları endişeyi, panik halini görüyor aynı şeyleri biz de yaşıyoruz. Bölgede yangını söndürmeye çalışırken köylü bir teyzemin ineklerini alıp o yoldan gittiğini gördüm. Arkadan alev geliyordu. Sırf onun yolunu açabilmek için önünü söndürüp rahatlatmaya çalıştım. İnsan ağlayarak yapıyor bu işi bazen. O manzarayı gören herkesin içi sızlar.”
GÖRDÜĞÜM EN BÜYÜK YANGIN
6 kişilik ekibin lideri olan Pilot Halil Emrah Ayvazoğlu, “Sektörün içinde 7 yıldır çok büyük yangınlar gördüm. Bu, hayatımda gördüğüm en büyük yangınlardan biri diyebilirim. Biz şu anda Ulualan Orman Yangın Harekât Merkezi’nde 16 helikopterle söndürme çalışmalarına katılıyoruz. Bunlardan ikisi dünyanın en büyük helikopterleri. Tek seferde 17 ton su bırakma özelliğine sahipler. Ayrıca yangın söndürme çalışmalarında bulunan 2 uçak da 12 ton su bırakıyor. Sabah 5.50 sularında gün doğumuyla helikopterlerle havalanıyoruz, akşam 8.20’deki gün batımına kadar sürekli çalışıyoruz” diyor.