Boş iş bunlar, hem de bu çağda, bu kafayla nereye kadar ? Nelerle uğraşıyoruz, olması gerekenler unutuluyor. Gündem hep değişiyor. Asıl sorunlara çare bulunamıyor, bir türlü. Hakem derneklerimizden biri, TFFHGD şube yönetimi, bir takımımızı, kulübümüzü kutladı, 3.Lig’e yükseldiği için. Başarılarının devamını dileriz diye de mesaj yayınladı, kızılca kıyamet koptu. Eski hakemlerden yorumcu olanlar sanki kendileri çok adil de etik de. Çevresinin, bölgesinin takımı hem de ne var bunda. Tebrik ettiler başarılar dilediler o kadar. Geri kafalı olmak çok kolay. Yapılan ise gayet normal, olması gereken insani, dünyevi tutum. Dedikodu başladı. Nasıl olurmuş filan ya Allah aşkına bir derin nefes alın. Ne diye Hendekspor’un muhteşem başarısına gölge düşürmeye çalışıyorsunuz ki, yazıklar olsun. Emeğe, alın terine saygısızlık, küstahlık bunun adı. İnadına ayakta alkışlıyorum alnınızdan öpüyorum. Hakemlerle kulüpler düşman değil ki. Spor bu, futbol da alt tarafı bir oyun. Yok illa 3 büyüklerden birini tebrik etseler, alkışı alırlardı, küçük beyinden çıkan icraat bunlar. Allah ıslah etsin.
ÖNCE EKMEKLER BOZULDU
Zamanında MHK başkanı tutuğu takımı söyledi, olay oldu. Güzide medyamız anında şampiyonu açıkladı. Tam tersi oldu. Hakemler tuttuğu takımı söyleyemez. Gönül verdiği renkleri açıklayınca, namus, ahlak gidiyor. İçinde tutması gerek. Geçin bunları geçin. Bu sütunların yazanı dışında üç büyükleri tutmayan var mı ? Moda, sürü psikolojisidir efsane takım tutmak, uzaklardaki takıma gönül vermek. Gölge etmeyin yeter. Kentinin, doğduğun doyduğun yerin takımını tutmak var iken, onu açıklamak var iken. Eski hakemler, daha doğrusu para uğruna, şöhrette kalma uğruna hakemlik ahlakına sırtını dönenler, olmaz diyorlar. Kendileri amigoluk yapıyorlar. Her şeyi bilendir onlar. Kafalarına göre yorum yapıyorlar. Yok böyle adaletsiz düzen, spor ahlakına da aykırı biz böyle öğrenmedik. Sporculuk bu değil, bu düzen bozuk değişmeli.
İZVAK İÇİN TARİH VAKTİ
Ali Erten başkanlığında göreve yeniden gelen İZVAK, İzmir’de ‘tarihin kitabını, kitabın tarihini’ yazacak. Başladılar. En önemli projelerinden biri de bu. ‘İzmir futbol tarihi’ kitabı için harekete geçildi. Türkiye’de futbolun ilk oynandığı kent olan İzmir’de yazılı ve dijital olarak kitap hazırlanmaya başlandı. Göztepe ev sahipliği yaptı. İzmir’de futbol geçmişi 1870’li yıllara dek uzanıyor. İZVAK Başkanı Ali Erten, Başkan Yardımcısı Fatih Tanfer ile tarih kurulunun çalışmalarının koordine edecek yöneticiler Suavi Yardımoğlu ile Hasan Ercazip tarihi toplayacak ekibi bir araya getirdi. Düğmeye basıldı, bakalım ortaya neler neler çıkacak.
ALİ İLE ÖZGÜR DE VAR
Çok merak etmeye başladım. Nasıl bir iş ortaya çıkacak. Adil Artuner (Göztepe), Tanıl Adalı (Altay), Kenan Akseki (Altınordu), Tayfur Göçmenoğlu (Bucaspor), Vehbi Moğol (Karşıyaka) ile Ali Kıray (İzmirspor) İzmir kulüplerimizin tarihini toplayacak. Harika olacak, merakla bekliyorum. Yıllardır spora, futbol hizmet veren Spor yazarı kardeşlerim Ali Ergöçmez ile Özgür Özgürengin de yer alıyor ekipte. Söz uçar yazı kalır. Çok şeyler de oluyor, olmalı, olacak. Gazamız mübarek olsun.
ŞAKİR KURUŞ MÜZESİ NE OLDU ?
İçim titrer yazarken bile. Vefat eden duayen isimlerin geride bıraktığı onlarca fotoğraf, şilt, kupa, belge yok olur gider zamanla. Kimse de fark etmez. Bir bakmışsın, yok evet evet yok. Evlatları, torunları sahip çıkmaz, çıkamaz. O güzelim anıların yeri de asla ve asla çöp bidonu değildir, sonu da Menemen’de yanmak değildir. Efsane hocam Şakir Kuruş’un bir oda dolusu, hatırası vardı. Rahmetli ‘Çöpe gitmesin’ derdi, her ziyaretimde. İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Arşivi Müzesi için aldılar, götürdüler. Korona nedeniyle müze bir türlü açılamadı. Oysa her yer açıldı. O nadide emek ürünleri ne oldu ? Torpille gelen, işini sevmeyen, işi bilmeyen birinin eline düştüyse vay güzelim anıların haline. Oysa pamuklara sarılmalı. Belki de kupalar çürümüş, kağıtlar, belgeler nemlenmiş kurtlanmıştır. Aman Allah muhafaza. İki yıl oldu neredeyse, bir türlü açılmadı müze. Ali Erten başkanım, Fatih Tanfer hocam rica ediyorum, İZVAK olarak sahip çıkın, Allah razısı için. Hepimiz bir gün gideceğiz, eserimiz kalsın.
50 MANDAL 2 LEĞEN
Gazeteci yazar Okan Yüksel ağabeyimin, ustamın elinde, evinde onlarca, yüzlerce döküman var. Gazete, dergi, ansiklopedi, mecmua, belge, anı. Çok güzel işler çıkar ortaya. Elindekilerden, yüreğindekilerden 5 adet müze çıkar. Ayrıca yüzlerce sporcu, futbolcu, teknik direktör, antrenör büyüklerimin evleri, müze gibi. Allah gecinden versin de. Onlar da istiyor zaten. Alın teriyle kazandıkları, onur duydukları gelecek nesillere bırakacakları o güzelim anıları, 50 mandal, 2 leğene gitmesin.
PINARGÜCÜ YANMAZ
Türkiye’nin Altınordu’su ne ise, İzmir’in Pınargücü’sü odur. Profesyonel deyince Altınordu ise amatörde de Pınargücü odur. Kaynak, eğitim Türk futboluna kaliteli, karakterli sporcu yetiştirmekten bahsediyorum. Sabaha karşı yangın çıktı Pınargücü’nün kulüp binasında, küçücük yerinde. Elektrik kontağı deniyor, aşırı sıcak havada var zaten. Geçmiş olsun, üzüldüm. Kupalar, anılar, fotoğraflar yandı küldü oldu. Can sağlığı olsun. Yenisine yenisi gelir. Cana bir şey gelmesin yeter. Şimdi yarayı sarma zamanı. Maddi değil sadece, manevi hasar da var.
CAN HERŞEYDEN ÖNEMLİ
Yalçın Akdemir, Levent Gülmez, Ferdi Karanfil, Ercüment Şanlı kardeşlerime, hocalarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Mikrofonu uzatınca ‘amatörler bizim kırmızı çizgimizdir, her zaman yanındayız’ diyenler. Haydi Pınargücü’nün yaralarını saralım. Sadece Pınargücü’nün değil, her gün için için yanan sesleri çıkmayan, seslerini duyuramayan diğer spor kulüplerimize, spora, yetiştiriciliğe önem veren kulüplerimize destek olalım. Futbolcu yetiştirmek değil önemli olan, insan yetiştirmektir aslolan. Bu yangını söndürelim. Kara, kapkara iç karartır. Beyaz, aydınlık güzel günlere. Pınargücü’ne, tüm pınarlarımıza sahip çıkalım. Büyümeden, hatta başlamadan söndürülürse. Hizmet budur. Bilmem anlatabildim mi ? Bozma moralini, biz büyük bir aileyiz. Geçmiş olsun iki gözüm Pınargücü. Sen yaşa var ol yeter.
