Ben insanımızın genel olarak çok güzel olduğu kanaatini taşıyorum. Ancak ülkemizdeki haksız,eşitsiz,hukuksuz adaletsiz uygulamalar yozlaşmaya sebebiyet veriyor.

En temel ihtiyaçlarda bile geliri giderine yetişmeyen ailelerde ebeveynler,yani anneler, babalar boynu bükük ve çaresiz durumdalar.

Bu ailelerde çocuklar nasıl yetiştirilebilir ki?

Her şey için para talep eden sistem anne ve babaları bir ailede çocukların penceresinden bakıldığında etkisiz ve itibarsız hale getirmektedir. Yoksulluk bir taraftan aileleri kasıp kavururken diğer taraftan kolay ve haksız paralar kazanan insanlar toplumsal dengelerimizi bozmaktadır.

Eğer bir toplumda kalkınma ve gelişme sağlamak istiyorsanız sosyal devlet olma özelliğinizi ortaya koyabilmelisiniz.

İnsanca yaşama imkanı temin edecek üretimi,istihdamı sağlayacak tedbirleri alarak milli geliri tabana yaymalısınız.

Asgari geçim seviyesini yükseltmeli insanlara balık yemeyi değil balık tutmayı öğretmelisiniz.

Halkımız, esnaflıkta,sanatkarlıkta,işçilikte, ticarette,üretimde,çiftçilikte haksız rekabetin kıskacından kurtulmalıdır.

Düşünebiliyormusunuz, sokak aralarına kadar giren 10 bin adet şubesi olan zincir marketler halkımızın geçim dairesi içerisine ulaşarak onların ticaretini ve aile ekonomilerini tehdit etmektedirler. Ve bu marketlerde araba lastiğinden tutunda züccaciyeden giyim eşyalarına,halıya kadar bir çok ürün satılmaktadır.

Bu durum ticaretle uğraşan küçük esnafımızın mali yapısını bozmakta ve ailenin tüm fertlerinin hayallerini, ümitlerini karartmaktadırlar..

Mali dengeleri bozulan ailelerin manevi ve psikolojik dengelerini koruyabilmesi zordur.

Bugün Türkiye olarak bu hesapsız,plansız acımasız kapitalist düzenin mağdurları durumundayız.

Mafya tartışmaları daha çok ekonomik düzenin bozulduğu zengin ile fakirin arasındaki uçurumun çok büyüdüğü dönemlerde daha fazla gündeme gelmektedir.

Bu ülkeye önce hukuk sonra ciddi bir eğitim reformu gerekmektedir. Devlet adaleti bozacak küçüğünden büyüğüne her teşebbüsün yakasına yapışmalıdır.

Adaleti ve kaliteli eğitimi sağlayan bir ülke de huzur geri gelecek ve aile de insan yetiştiren, insana ve topluma değer katan fonksiyonlarına kavuşacaktır.

Büyük ülke olmanın gereği de budur.