Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Anayasa Mahkemesi Kur’an kurslarının anayasanın Laiklik ilkesine karşı olduğu gerekçesi ile kapatılmasına karar verdi.
KKTC’de Anayasa Mahkemesi şaşırtan bir karara imza attı. Hizmet Sendikası (HİZMET-SEN) tarafından devlete açılan dava sonucuna göre, Din İşleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Değişiklik Yasası’na yeni eklenen 8B maddesi yani Din İşleri Komisyonu adında bir komisyonun halk arasında bilinen ismi ile “Kur’an Kursu” düzenleme yetkisi elinden alındı.
Anayasa Mahkemesinin aldığı karar ile Kur’an kurslarının faaliyetleri KKTC’de resmen durduruldu.
ALTUN’DAN SERT TEPKİ!
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karara tepki gösterdi.
İletişim Başkanı Altun sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karara tepki gösterdi.
Altun’un açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi’nin Kur’an kurslarının kapatılmasıyla ilgili almış olduğu karar ideolojik ve dogmatik bir aklın ürünüdür. Laikliği bu denli sığ ve yanlış bir şekilde yorumlamak temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik bir adımdır. Laiklik, din özgürlüğünü teminat altına alır, din eğitimini yasaklama aracı olarak kullanılamaz. Ancak jakobenler, laikliği dini değerleri ve kültürel zenginliklerimizi baskılamak için kullanırlar. Akdeniz’in ve özellikle Kıbrıs sorununun, Türkiye’nin ortaya koyduğu güçlü iradeyle uluslararası alanda daha hakkaniyetli bir şekilde tartışmaya açıldığı böylesi kritik bir dönemde alınan bu yanlış karar Kıbrıs Türklerinin varlığına ve birliğine yönelik bir tehdittir.
Demokrasinin teminat altına aldığı din ve inanç özgürlüğüne vurulan bu yargı darbesi asla kabul edilemez. Bu kararın zamanlaması manidardır. Hangi amaca hizmet ettiği akıllarda ciddi şüpheler uyandıran bu karara tepki göstermek demokrasiye saygı duyan herkesin görevidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm gücü ve kudretiyle Kıbrıs Türklerinin yanında olmaya devam edecek, tarihinden aldığı ilhamla Kıbrıs Türkleri üzerinde oynanan bu tehlikeli oyunu yine Kıbrıs Türkleriyle el ele vererek bozacaktır.”