Ankara’da kısa bir süre önce gerçekleşen bir açılış töreni aslında konuya yakın isimler için son derece dikkate değerdi… Kamuoyu ise “Türkiye, dünyada grafen maddesini seri üretebilen 10 ülkeden biri olacak” başlığına ilgi duysa da aslında bu maddenin ve dolayısıyla söz konusu tesisin açılışının ne anlama geldiği konusu biraz geri planda kaldı.
Öyle ki; söz konusu madde tek atom kalınlığında, elmastan daha sert ama esnek, altından bakırdan çok daha iletken, mucizevi bir malzemeden bahsediliyordu…
Biz de hem grafeni hem de dünyada bu denli bir üretim kapasitesine ulaşmanın ne anlama geldiğini biraz daha irdelemek istedik ve süreci Savunma Analisti Hakan Kılıç’la konuştuk.
TÜRKİYE GRAFEN ÜRETEN 10. ÜLKE OLDU!
YEN ÇAĞIN GÖZDE MALZEMESİ
Savunma sanayiinde çok kullanılan bir malzeme olduğu için gelişmeleri yakından takip ettiğini bildiğimiz Hakan Kılıç’tan grafeni anlatmasını istediğimizde ilginç bir bilgiyle başlıyor konuşmasına…
“Tarihte, kullanım alanı olarak bu kadar hızlı rağbet gören malzeme olmamıştır” diyen Kılıç’a doğal olarak bunun sebebini soruyoruz.
Bordan yeni bir madde üretildi!
Grafen’in yeni çağın en gözde malzemesi olduğuna dikkat çeken Kılıç, elektronikten mekaniğe, inşaattan sağlık ürünlerine kadar birbirinden farklı alanlarda kullanıldığını, hatta bu kullanım alanlarının giderek arttığını söylüyor.
Hakan Kılıç’a göre nasıl ki 1980’lerde bulunan fiber optik teknolojisi veya günümüzdeki nano teknoloji sanayii ve teknolojide çok şeyi değiştirdiyse grafen de benzer bir süreç başlatabilir. Eskiden ‘olmaz’ dediğimiz şeyleri bugün fiber optik ve nano teknoloji ile kolayca yaptığımızı hatırlıyor ve grafen konusunda da benzer bir dönüşümün bizi beklediğini anlıyoruz…
YENİ NESİL PİLLERDE KRİTİK ÖNEME SAHİP
Teknoloji geliştikçe elektrikli ürünleri ve dolayısıyla batarya teknolojilerini daha çok konuşuyoruz. “Grafenin bu alana etkisi olacak mı?” diye soruyoruz Kılıç’a:
“Tabii ki olacak… Örneğin çok hızlı dolan elektrik enerjisi depolayan sistemler gelişirse elektrikli hava araçları veya otomobiller de gelişebilecek. Yeni nesil pillerde grafen en önemli girdidir. Başka bir örnekle daha hafif ama daha sağlam bir yarış arabası veya uçak yapmak isterseniz grafen kompozitleri kullanmak zorunda kalırsınız.
Grafen denilen tek veya birkaç atom kalınlığında karbon plaka parçaları ile çok az enerjiye ihtiyaç duyan, çok hızlı çalışan elektronik devreler, algılama araçları yapabiliyoruz. Hastalık teşhisi, tahlil işlemlerinde de grafenin çığır açtığını rahatlıkla söyleyebiliriz.”
EN BÜYÜK SORUN YETERİNCE OLMAMASI
Grafen’in matematiksel olarak tanımlandığını ve tesadüfen bulunduğunu anlatan Hakan Kılıç, söz konusu maddenin hem sivil hem de askeri alanlarda kullanılabildiğini aktardı.
Peki bu madde ile neler yapılabilir? “Bu malzeme ile yapılabilecekler sadece hayal gücümüz ve onu tanımamızla mümkündür” diyen Kılıç, bunun da en önemli yolunun grafeni üretilmek olduğunun altını çiziyor. Daha net bir ifadeyle; grafen üretebilmenin bilim ve teknoloji alanında yeni yeteneklerin gelişebilmesi için ortam hazırlaması üzerinde duruyor.
ÜRETEMİYORSANIZ ÇEMBERİN DIŞINDA KALIRSINIZ
Buraya kadar grafenin neden önemli olduğunu anlıyoruz… Ancak haberlerdeki bir diğer cümleyi de Hakan Kılıç’a soruyoruz. Türkiye’nin bu alanda seri üretim yapabilen sayılı ülkelerden biri olması gerçekten de bu kadar önemli mi?
“Bugün kolaylıkla uçak, araba veya elektronik cihaz tasarlayabilirsiniz ama üretimi kısıtlayan en önemli etken malzeme veya malzeme biliminin seviyesidir” diyen Kılıç, şöyle devam etti:
“Grafen veya bir başka kritik malzemeyi kendiniz üretmiyor iseniz o sahada ancak tüketici ve izin verilen tasarımlarla ilgilenen biri olabilirsiniz. Daha ileri gitmenize izin vermezler. Bu tip stratejik ve kritik malzemelerin üretim teknikleri gizlidir. Tedarik yolu ile ihtiyaçlarımızı karşılayamayız.
Grafen ile üretim teknikleri çağ atlamıştı. Pil, transistör, sensörler, bilgisayar çipleri, enerji üretimi, deniz ve havacılık araçları, inşaat teknolojisi de tedarik kolaylaştıkça çağ atlayacak.
Şunun altını bir kez daha çizmek gerek; malzeme teknolojisinde kendini geliştiremeyen toplumlar ancak izin verilen ölçüde gelişebilir. Grafen de şu anda bilim ve teknoloji dünyasının yeni gözdesi. Bu teknolojinin gelişmesinde en büyük sorun ise yeterince grafen üretilememesi. Uzmanlara göre bugün ve gelecekte sonsuz bir pazarı olacak grafenin talebi her zaman üretimden fazla olacak. İşte bu nedenle Türkiye’nin söz konusu maddeyi yüksek hacimde üretebilmesi son derece kritik.”
STRATEJİK ÜRÜNLERDE MALİYET GERİ PLANDA KALIR
Savunma Analisti Hakan Kılıç’tan söz konusu üretimin maliyetini değerlendirmesini istiyoruz… Kılıç’a göre, eğer bir malzemeyle, başka malzemelerle yapılamayan bir şeyi yapıyorsanız maliyet önemsiz.
Üretim teknolojisi geliştikçe maliyetlerin zaten düşeceğini anlatan Kılıç, bir örnek veriyor ve “Cep telefonunuzun pili 1 gün yetmez iken, 5 gün dayanabilecek ise maliyet ne kadar önemli olabilir?” sorusunu yöneltiyor.
Maliyet konusunda dünyanın 5’inci nesil savaş uçakları konusunda izlediği yolu anlatan Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Yaptığınız uçak hem hafif hem radarda daha zor görünüyor hem de daha güçlü olacak ise maliyet artık önemli değildir. Dünyadaki 5’inci nesil savaş uçakları bunun için çok güzel bir örnek. Maliyetleri çok yüksek olmasına rağmen ülkeler sipariş vermeye veya üretmeye devam ediyor. Bazen çatlak sesler çıksa bile tehdidi ensesinde hissedenler açısından askeri teknolojideki rekabet ortamında maliyet ile caydırıcılık arasında kaldıklarında ibre daima teknoloji tarafını gösterir.
Dolayısı ile grafende de birim maliyetin bir önemi yok. Çünkü getirisi çok fazla olan mucizevi bir malzeme ve tıp dünyası dahil sivil askeri her alanda yeri var…”