Pandemi sürecinde anne ve baba olarak evde zorlu süreçlerden geçiyoruz. Tabi ki sadece bizler değil çocuklarımızda bu süreçte çok zorlu zamanlardan geçiyorlar. Eminim ki tüm anneler ve babalar çocukların dan sıkıldım, canım sıkılıyor sözlerini çok duymuştur. Uzmanlar’dan aldığım bilgiler doğrultusun da bu süreci en doğru şekilde nasıl geçirebilirsiniz bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizler için her hafta farklı yaş gruplarını ele alacağım.
Çocuğun gelişimsel dönemine özgü yaklaşım önerileri,
Bu dönemde ev içinde yapılabilecek aktiviteler,
Teknoloji bağımlılığı gelişmemesi için ailelere öneriler,
Mekan değiştirmek zorunda kalan çocuklar için öneriler,
Özel gereksinimleri olan çocukların ailelerine öneriler,
Hangi durumlarda çocuk ve ergen psikiyatristine danışmak gerekir?
Elektronik
Tüm dünyayı etkileyen ve bazı durumlarda ölümcül olabilen bir salgında kaygı, korku, huzursuzluk gibi olumsuz duygular hissetmek normal bir durumdur.
Bu duygular günlük hayatımızı olumsuz etkileyecek düzeyde aşırı ve sürekli olmadığında, bu olağanüstü durum ile ilgili önlemler almamıza, kendimizi ve çevremizi korumamıza da aracılık edecektir.
Özgü Yaklaşım Önerileri
Her yaş grubunda çocukların zihinsel, motor, ruhsal ve sosyal becerilerini kazanmalarını sağlayan etkinlikler vardır. Okulların kapanması ve çocukların dışarı çıkışının kısıtlanması ile birlikte çocukların bu becerileri kazanmalarını sağlayan etkinliklere katılımları ciddi düzeyde azalmıştır.
Bu etkinliklerin azalması ruhsal zorlukların oluşumuna zemin hazırlayabileceği gibi, altta yatan psikiyatrik bozuklukların (kaygı bozukluğu, depresyon, takıntı, saplantı, ayrılık kaygısı vb.) alevlenmesine de neden olabilir.
Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi (0-2 yaş)
Günlük düzeninizi koruyun Salgın döneminde çalışmak zorunda olan anne ve babalar açısından özellikle 1 yaş ve altında bebeği olanlar için gözetilecek önemli bir nokta bebeğin düzeninin mümkün olduğunca bozulmamasına çalışılmasıdır; çünkü bu dönemde bebekler en çok düzen değişikliğinden etkilenirler. Tabii ki ailenin koşulları, anne ve babanın çevrelerinden alabileceği desteğe de bağlı olarak bu etkiyi mümkün olduğunca azaltabilmek için şunlar yapılabilir:
Bebeğin alışık olduğu ritminin sürdürülmesi
Alışık olduğu nesneleri sunmak (örneğin sevdiği bir oyuncak gibi)
Ebeveynin günlük olarak uzaktan bağlantı kurmasının sağlanması
Değişen bakın verenin görece bebeğin alışık olduğu biri olmasına özen gösterilmesi
Bebeklik ve Erken Çocukluk Dönemi (1-2 yaş)
Kaygınızı kontrol edin Bu dönemdeki çocuklar virüs, salgın gibi kavramları anlayamazlar ama büyükler aşırı telaşlanıp endişelendiklerinde bunu sezerler ve anlamlandıramadıkları bu durum onları da huzursuzlaştırır.
Bu yaş grubunda huzursuzluk sıklıkla anne ve baba ya yapışma, yeme ve uyku düzenlerinde bozulma, küçük şeylere ağlama şeklinde kendini gösterir.
Yapılacak en uygun şey anne ve babaya ve etraftaki diğer kişilerin kendi kaygılarının aşırılığını kontrol edip endişelerini tutumlarına fazla yansıtmayarak kaygının çocuklara da bulaşmasını önlemektir.
Çocuğunuzu yatıştıracağını bildiğiniz şeyleri yapın veya keşfedin Bu tür davranışlar görüldüğünde çocuğunuzu rahatlatacağını bildiğiniz şeyleri (oyun oynamak- örneğin ‘-ce-e’ gibi-, yanınıza oturtup şarkı söylemek veya ayağınızda zıplatmak gibi) yapmaya çalışın.
Kaygılı olduğunu hissettiğinizde onunla daha fazla göz teması kurmaya çalışın.
Çocuğunuzla birlikte etkinlikler yapmak olmak sizi de endişelerinizden bir miktar uzaklaştırabilir.
Okul Öncesi Dönem (3-5 yaş)
Sabırlı olun Özellikle küçük çocuklar aynı şeyleri defalarca sorabilirler.
Bazı bilgileri sindirmeleri için tekrar tekrar sormaları gerekebilir ya da kaygı ve huzursuzluk hissettiklerinde soru sorarak sizden güvence arayabilirler.
Bu soruları sakince yanıtlamaya özen gösterin. Takıntılı/saplantılı, kaygılı çocuklar için her seferinde ayrıntılı cevap verme, kaygıyı yatıştırmak için aşırı çaba sarf etme ve güvence verme mevcut belirtilerin artmasına neden olabileceğinden ‘az önce anlattığım şey halen geçerli’ şeklinde bir yanıt vermek daha uygun olacaktır.
Açık ve somutlaştırarak anlatın Küçük çocuklar bakteri, mikrop, virüs gibi görmedikleri canlıları anlamak ve anlamlandırmakta zorlanabilirler.
Anlayacakları dilden konuşmak, öyküler, resimler, yaşına uygun videolardan yararlanarak bu canlıları anlatmak, hepsinin zararlı olmadığını, bir çoğunun faydalı mikroorganizmalar olduğunu vurgulamak kafalarındaki belirsizliği azaltacaktır.
Aynı zamanda kişisel hijyen ile ilgili eğitim de verilmelidir.
Etkili iletişim yöntemlerini kullanın Çocuklarımız ile konuşurken göz hizasına geçmek, sözünü kesmeden dinlemek, söylediklerini anlamaya çalışıp düşünmek, beden dilinizi uygun kullanmak çocuklarımızın bizimle rahatça konuşabilecekleri ve akıllarına takılan soruları sorabilecekleri rahat bir sohbet ortamı oluşturur.
Ancak istemedikleri ve hazır hissetmedikleri sürece konuşmaya da zorlamamalıyız.
Altı yaşından küçük çocukların durum konusunda zaten bilgileri yoksa özellikle konuyu açıp bilgilendirmek gereksiz kaygılanmalarına neden olabilir.
Uygun Yaşına olmayan haber içerikleri ve olay anlatımlarından kaçının Bu dönem çocuğu gerçekle gerçek olmayanı karıştırır.
Bu nedenle korkulu öyküler, şiddet içeren televizyon programları gibi korku-kaygı uyandıran olaylardan hemen etkilenir.
Bu dönemde ben merkezcil düşünen çocuklar, büyükbaba, büyükanne ve arkadaşları ile görüşememe, okula gidememe, özellikle ebeveyni sağlık çalışanı ise ondan ayrı kalma veya yaklaşamama gibi kısıtlamaları kendi kendi kabahatlerine yorabilirler.
Açık ve net bilgilendirme yapın Açık ve net bir bilgilendirme yapılmalı, bu rahatsızlığa yakalanmanın kimsenin suçu olmadığı, kimsenin isteyerek bu hastalığa yakalanmadığı, saklanması veya utanılması gereken bir durum olmadığı mesajı çocuklara verilmelidir.
Mümkün olduğunca çalışma veya tedavi nedeniyle evden uzakta olan ebeveyn ile gün içinde görüşmesinin sağlanması da önemli bir destek olacaktır.
Ebeveynlerin, hastaların veya yaşlıların neden ayrı tutulduğu konusunda doğru, yaşına uygun bilgiler çocuklara aktarılmalıdır.
Fiziksel, bilişsel ve sosyal becerilerini desteleyecek aktiviteler planlayın Uzaktan eğitim alan çocukların ev içi aktiviteleri, uyku ve yemek saatleri ders saatlerine göre ayarlanmalı, ders saati esnasında fiziksel ihtiyaçları (uyku, yemek, tuvalet ihtiyacı gibi) karşılanmış olmasına dikkat edilmelidir.
Henüz okula başlamamış olan veya devam etmekte olduğu okulun uzaktan eğitim desteği olmayan çocuklarda ebeveynler tarafından belirlenen uygun saatlerde yaşına uygun etkinlikler planlanmalıdır.